Tebtîl-Tebettül

11 Ağustos 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Lugat
Arapça tebtîl ve tebettül kelimeleri, "betl بَتْلٌ" kökünden gelir. "Betl", kesmek, kesip ayırmak demekdir. Bir Kur'ân tabiri olarak tebtîl yâhud tebettül, her şeyden kesilip Allah'a yönelmek demekdir. Aynı kökden gelen Betûl de her şeyden kesilip Hakk'a yönelen ma'nâsınadır. Nitekim Hazret-i Meryem'in ve Hazret-i Fâtıma vâlidemizin lakablarıdır.

Her iki kelime de Sûre-i Müzzemmil'deki "وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ اِلَيْهِ تَبْت۪يلًاۜ" âyetinde geçer. Aynı ma'nâya gelen bu kelimelerin aynı âyetde üst üste zikredilmesi hakîkaten şâyân-ı dikkatdir. Demek ki burada kuvvetli bir te'kîd vardır.

Âyet-i kerîmenin sibâkından buradaki emrin gece ibâdeti hakkında olduğunu anlıyoruz. Hitâb zâhirde Resûl-i Ekrem Efendimize, bâtında ise hepimizedir, bütün mü'minleredir. Zîrâ gece namazı O'nun için farz, bizler için sünnet-i müekkede hükmündedir. 

Tebtîlin gece ibâdeti ile alâkası da şudur. Gündüz vakti herkes için bir takım meşgûliyyetler vardır, hiç kimse kendisini bu meşgûliyyetlerden tamâmen kurtaramaz. Ama gece sâkindir, huzûrludur yani tebtîle, tebettüle müsâiddir. Hele de gecenin ileri saatleri. İşte bu vakitler her şeyi unutup yalnız Allah ile olmak için en müsâid vakitlerdir. Âyet-i kerîmenin zâhirî ma'nâsı buna işâret etmekdedir. 

Tasavvufî bir ıstılah olarak tebtîl ve tebettül ise, yalnız geceye mahsûs olarak değil, gecede ve gündüzde, hastalıkda ve sağlıkda, gençlikde ve ihtiyarlıkda, varlıkda ve darlıkda, meşgûliyyetde ve istirahatde kısacası her hâl ü kârda, mâsivâdan alâkayı kesmek ve Allah'a yönelmekdir. Tasavvufî şiirlerde ve sôfîlerin eserlerinde bu kelimeleri görürseniz, bilin ki kasdedilen ma'nâ budur. İşte bir kere daha görüyoruz ki, sôfilerin kullandıkları tabirler, ıstılâhlar, rastgele seçilmemişdir, hep Kur`ân'dan ve canlı Kur`ân olan Resûl-i Ekrem Efendimizden alınmışdır.

İster ise Hudâ'yı
Terk eyle mâsivâyı
Listeye geri dön