Tedbîrât-ı İlâhiyye - Muhyiddîn İbn Arabî

26 Eylül 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Tezkiye-i Nefs

Tam adı, "et-Tedbîrâtü'l-İlâhiyye fî Islâhi Memleketi'l-İnsâniyye" olan bu eser, Şeyhü'l Ekber Hazretlerinin çok eski bir siyâsetnâmeyi enfüsî bakımdan îzâh etmesiyle ortaya çıkmışdır. Hazret-i Şeyh, esas aldığı eserin adını Sırru'l-Esrâr olarak verir ve "Hakîm'e âid bir eser" diye zikreder. Eser Aristo'ya isnâd edilmiş ve İskender için yazıldığı söylenmişdir ama aslında müellifi belli değildir.

Hazret-i Şeyh, dört günde yazdığını söylediği bu eserini, Magrib'in ulu velîsi, Ebû Medyen Hazretlerinin bendegânıdan Şeyh Ebu Muhammed el-Mürûrî'nin isteği üzerine yazmışdır. Hazret-i Şeyh, zaman zaman bu şeyhin sohbetinde bulunur, onun feyzinden istifâde edermiş. Bir gün yine onu ziyârete gitdiğinde, Sırru’l-Esrâr'ı kasd ederek şöyle demiş, "Bu müellif dünyevî memleketin idâresini göz önünde bulundurmuş, ben de senden kendisinde bizim saadetimiz bulunan ve bu dünyevî memlekete tekâbül eden insânî memleketin siyâsetini yazmanı istiyorum". İşte eser bu fikir üstüne inşâ edilmişdir.

Siyâsetnâmeler nasıl ki ülkelerin idâresini düzeltecek ve memleketin ıslâhını temin edecek düstûrları vaz' etmek maksadıyla yazılmışlarsa, bu eser de insanın ıslâhı için lâzım gelen düstûrları vaz' etmek için yazılmışdır. Zîrâ sôfiyye hazerâtının nazarında insan enfüsî ma'nâda, tıpkı bir ülke gibidir. Kitâbın başlığındaki "Memleketi'l-İnsâniyye" tabiri de buradan gelir. Bir ülkede ne varsa, insanda da onun bir misli, bir benzeri vardır. Nasıl ki bir ülkenin dostları ve düşmanları varsa, insanın da enfüsî ma'nâda dostları ve düşmanları vardır. Nasıl ki bir ülkenin orduları, askerleri varsa, insanın da enfüsî orduları, askerleri vardır. Nasıl ki bir ülkenin hükümdârı, idârecisi varsa, insanda da bir hükümdâr, bir idâreci vardır. Nasıl ki bir memleketin refahı ve saâdeti, idârecilerin iyi, dürüst, akıllı, fazîletli, çalışkan, vatanperver olmasına bağlıysa, insanın da saadeti enfüsî bakımdan bu sıfatlara sâhib olmasına bağlıdır. Nasıl bir memleketin bekâsı orada adâletin tesisine bağlıysa, insanda da bu böyledir. 

Hazret Şeyh, yüksek irfânı ile âlem-i âfâk ile âlem-i enfüs arasındaki mütekâbiliyyeti yani kâinât ile insân arasındaki benzerlikleri pek güzel sûretde beyân etmiş ve insân-ı kâmil olma yolunda gayret gösteren Hakk yolunun sâlikleri için rehber mâhiyetinde müstesnâ bir eser meydana getirmişdir. Eser, yalnız sâlikler için değil, idâreciler ve devlet başkanları için de yol göstericidir.

Şeyhü'l Ekber Hazretleri, eserini kaleme alırken, Sırru'l-Esrar'ın tertîbine bağlı kalmış meselâ idâreciye yakışan hâl ve hareketler, adâlet, elçiler, kâtibler, vergi memurları, ordu komutanları, savaşlar gibi konuları bir bir îzâh etmişdir. Eserde bir mukaddime ve yirmi iki bölüm vardır.

Ahmed Avni Konuk tarafından tercüme ve şerh edilen bu eser, Mustafa Tahralı tarafından hazırlanmış ve İz Yayınevi tarafından 1991 yılında yayınlanmışdır. Aslı yüz sahife kadar olan bu eser, açıklamalar, şerh, geniş bir lugatçe ve endekslerle birlikte 550 sayfalık bir hacme ulaşmışdır. Eserin 2018 senesine kadar yedi baskı yapmış olması da şâyân-ı dikkatdir.

Hakîkat ilminin ümmü'l-kitâbı Şeyhü'l-Ekber'dir
Kamu âfâka neşr olmuş 'ulûm-ı Hakk'a mazhardır
'Ulûm-ı evvelîn u âhirîn olmuş 'ayân andan
Muhassal bî-gümân ol vâris-i 'ilm-i Peyâmber'dir
Listeye geri dön