24 Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
ve
ÎZÂHI
Tegayyür eylemez 'ârif kıyâmet kopsa dahi bil
Ana hoş görünür Hakk'ın işi etmez ki kâl ü kıyl
Ne kadar büyük hâdiselerle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, ne kadar büyük belâlara giriftâr olurlarsa olsunlar, ârfilerin hâli değişmez. Çünkü onlar her işi Hakk'dan bilir ve Hakk'ın her işine rızâ gösterirler, hiç şikâyet etmezler.
Olur çün i'tirâz Mevlâ'ya tatvîl-i lisân etmek
Eder 'ârif hazer kalb i'tirâzından olur lâl dil
Zîrâ başa gelen belâlardan dolayı Allah'ı kullara şikâyet etmek Hakk'a itiraz etmek demekdir. Bu şikâyet sözle de olsa kalbden de geçirilse itiraz itirazdır. Ârifler, Allah'ın fiillerine aslâ itiraz etmezler, takdîre dâimâ rızâ gösterirler ve belâları gönül hoşluğu ile kabûl ederler.
Hudâ'yı bilse bir kişi dili ahras olur imiş
Edebilir mi hîç ahras olan kimse dilin tatvîl
Ârif olan kişi dilsiz olur. Çünkü olan biten hakkında ileri geri konuşmak, memnûniyetsizlik ifâde etmek Allah'ın işine karışmak ve itiraz etmek demekdir.
Garîb olduğuna dînin oluruz gerçi biz gamnâk
Velâkin ol zuhûr etmiş garîben sen teemmül kıl
Dînin garîb olması yani insanların çoğunun Hakk'dan gâfil bulunması bizi üzebilir ama Resûl-i Ekrem Efendimiz'in beyân ettiği gibi dîn zâten garîb olarak gelmişdir. Bunda da büyük hikmetler vardır.
Hemân Kuddûsîyâ iste Hudâ'dan ma'rifet her ân
Râhat et rûz u şeb iksâr-ı istiğfâr ile tehlîl
İnsan dâimâ marifetullaha tâlib olmalı, Allah'dan marifet istemelidir. Zîrâ insan için Hakk'ı bilmekden daha büyük saadet olmaz. Bu saadete nail olup dünyâ-âhiret rahat etmek isteyen de gece gündüz istiğfarı çoğaltmalı ve tevhîde devam etmelidir.
Ahmed Kuddûsî
Kuddise Sırruh