Tekkeleri ve Tarîkatları Kimler Mahvetti?

27 Aralık 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Tekke
Birkaç gün önce, "Tarîkatlar Neden Bozuldu" başlıklı yazımızda son devir meşâyihinden ârif-i billah Hüseyin Azmî Dede Hazretlerinin tesbîtlerini yazmışdık. Hazret'in üstünde durduğu sebeblerden biri de, tarîkatın merâsim kısmından başka bir şey bilmeyenlere icâzet verilmesi husûsu idi. Gerçek mürşidlerin ve bulunduğu makâmın hakkını veren meşâyihin hep şikâyetçi olduğu bu husûsu dile getirenlerden biri de merhûm Cemâleddin Server Revnakoğlu'dur. Kendisi de icâzet sâhibi bir tarîkat ehli olan Cemâleddin Server, burada ismini zikretmek istemediğim, son devir meşâyihinden, bir zât hakkında bilgi verirken diyor ki :
Son derece güzel ifâdelerle süslediği gâyetle tumturaklı, âhenkli, mufassal, mükemmel duâları, uslûb-i beyân, tetâbu-yi izâfet, bilhassa cemiyyet-i elfâz ve secî san'atları bakımından fevkalade kudretli ve saltanatlı ve zamanında her vechile emsalsizdi. Sarayda ve şehirde hiç bir duâgû onunla baş edemiyordu. Bu yüzden onu her yerde ararlar, bir an önce gelmesini hasretle, heyecanla beklerlerdi. Hattâ bazı şeyh efendiler, onu kendi tekkelerine tamâmıyla bağlamış olmak için tarîkatlerinden teberrüken birer icâzetnâme vermişler ve zavallıyı meşhûr tabiriyle "Şeyh Türlü" yapmışlardı. Kendisi aslen Nakşibendiyye'den olduğu halde, Kâdiriyye'den, Rıfâiyye'den, Sa'diyye'den, Halvetiyye'den, Mevleviyye'den hattâ bir de Bektâşiyye'den icâzetnâme almışdı.
Bu zât, muhtelif tarîkatlerden bu şekilde icâzetnâme almış olduğu gibi, ehil olmayan bir çok kimselere de icâzetnâme vermekle şöhret yapmışdı. İcâzetnâmeyi kendisi yazarsa dört mecidiye, yazılmış olarak getirirler ve sadece tasdîk ettirmek için mühürlenmesini isterlerse iki mecidiye alarak işi halledermiş. Yapılan bir ihbâr üzerine, zamânın Meclis-i Meşâyih Reîsi olan Hazret-i Hüdâyî Âsitânesi Postnişîni Gülşen Efendi, bu zâtı makâmına çağırtıp kendisine : "İki mecidiyeye icâzet verdiğini söylüyorlar, doğru mu bu?" diye sormuş. Bu zât hiç bozulmadan "Efendim insâf buyrun. İki mecidiyelik icâzeti Bayezid Bestâmî'den alacak değiller ya tabii benden alacaklar" diye cevap vermiş.
Cemâleddin Server Revnakoğlu, bu ibretlik portreyi çizdikden sonra asıl çarpıcı tesbitini şu cümlelerle beyân ediyor : 
Son zamanlarda bu hâl, İstanbul'daki birçok tekkenin şeyhlerine de sirâyet etmişdi. Meydân görmemiş, erkân öğrenmemiş, seyr-i sülûk etmemiş, etse de ikmâl etmemiş, hizmete soyunarak nefsini terbiye etmemiş, sözde hevesli görünen fakat herşeyden habersiz bir takım zıpçıktılara ve türedilere hatır için, bazen de para için icâzetnâmeler vermek, müteşeyyihlerin çoğalmasına ve sonunda tekkelerin içten içe çöküntüsüne sebebiyet vermişdi. 
Belki şaşıracaksınız ama bugün de değişen pek bir şey yok. Gerçi kânunen tekkeler kapalı, tarîkatlar yasaklı ama şeyhlik iddiâsı ile ortaya çıkan bir alay sahtekâr var ki baksanız ellerinde icâzetleri de var. İcâzet almakla ve tarîkatın merâsim kısmından bir-iki şey öğrenmekle şeyh olunacağını zanneden bu zavallılar kendileri gibi bir takım zıpçıktılara da aynı şekilde icâzet dağıtmakda hiçbir mahzûr görmüyorlar ve böylece tarîkat-ı aliyyenin esâsı olan râbıtayı da yok etmiş oluyorlar.

Ehline verilmez ise emânet
Pek yakındır kopar birgün kıyâmet
Listeye geri dön