3 Haziran 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Hocanın biri vaaz esnâsında Cenâb-ı Hakk'dan bahsederken, "Ne yerdedir, ne gökdedir, ne sağdadır, ne soldadır, ne altdadır, ne üstdedir" diye hep tenzîh tarafından anlatmayı sürdürünce orada bulunan bir Bektâşî "Ulan yok diyeceksin ama cesâret edemiyorsun" demiş.
Canım elsiz Allah mı olur, çolak olur o. Allah elsiz olmaz, çolak olur o vakit. O'na mahsûs eli vardır. O'na mahsûs ayağı vardır. O'na mahsûs gözü vardır. Bizim gibi değil. Müftüyle kapışdık burada bu meselede. Ben müftüye sordum, "Allah'ın aklı var mı yok mu?" dedim müftüye, "Yok" dedi. "Allah mecnûn mu?" dedim, "Değil" dedi. "Peki nerede esmâ-yı husnâda akıl? Esmâ-yı zâtiyyede, esmâ-yı sıfatiyyede nerede akıl?" dedim. Var mı akıl? Yok. Bu sefer müftü, "Bu deli suâli" dedi bana. Ben dedim müftüye, "Bu deli suâli değil, sen bilmiyorsun, câhilsin" dedim müftüye. "Bu husûsda cehlin var senin" dedim. İstanbul Müftüsüne. Bu Selahaddin Efendi'ye değil, bundan evvel, Abdurrahman Şeref Bey'e. Dedim, "Sen bilmiyorsun, de ki ben bilmiyorum, ben sana öğreteceğim bunu. Tevâzu et, bırak kibrini. Bildiğini unut, öğreteceğim. Haydi söyle". Söyleyemedi. Dargın gitdi âhirete benimle, bu meseleden dolayı. Hakk Teâlâ'nın eli, kolu, her şeyi vardır. Allah basîrdir, görür, semîdir işitir. Görmek için göz, duymak için kulak lâzım. Diyeceksin ki, bize mahsûs o. Hayır bize mahsûs değil yalnız. Keyfiyyetini bilmeyiz. O'nun şahsiyyetine, zât-ı ulûhiyyetine âid bir şeydir ama nedir biz bilmiyoruz. Allahu Teâlâ'yı mevhûm olarak gösteriyorlar. Olmaz öyle. Mevhûma ibâdet olmaz.