9 Ağustos 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
ve
ÎZÂHI
Terk-i âmâl eyleyen 'âlî olur kâkül gibi
Ehl-i tecrîd nâil-i dîdâr olur fülfül gibi
Ma'nen yükselmek ve yücelmek için gerek dünyevî gerek uhrevî her türlü emeli ve arzuyu terk etmek lâzımdır. Hakk'a vâsıl olmak için, mâsivâdan yüz çevirmek şartdır...
Secdegâh-ı aşk ile kıl ser-fürû-yi meh-likâ
Bûy-i dilcûy-i mu'anber feyz ola sünbül gibi
Cenâb-ı Hakk'a aşk ile ibâdet edenler, güzel kokular gibi etrâfa yayılan büyük feyzlere yani şâna, şöhrete, berekete nâil olurlar...
Maksadın mest-i nesîm-i kuds-i bî-hemtâ ise
Şerha şerha eyle evrâk-ı derûnu gül gibi
Cenâb-ı Hakk ile ünsiyyet etmek ve O'na yaklaşmak isteyenler belâlara, mihnetlere râzı olmalı, tıpkı gülün yaprakları gibi parça parça olsa da hâlinden hiç şikâyet etmemelidir...
Gonca-i bâğ-ı visâlin pertevi matlûb ise
Nağme-i zikr ile âh et tâ seher bülbül gibi
Allah'a vâsıl olmak isteyenler, çok âh u zâr etmeli ve Allah aşkı ile sabahlara kadar zikrullah devâm etmelidir...
Şehr-i "lâ maksûde illâ hû"yu seyrân etmeğe
Mahrem olmaz dîde-i hakbîn musaffâ dil gibi
Kalbini tasfiye etmeyen kimse, Allah'a kurbiyyet edemez...Ancak zikrullah ve mücâhde ile kötü ahlâkdan temizlenmiş ve cilâlanmış olan bir kalbe sâhib olanlar Hakk'a karîb olurlar...
Cezbe-i esmâdan istiğrâk-ı nûr-i vahdete
Ermek için aşk ile seylân eyle sel gibi
Hakk'ın isimleri ile cezbeye gelip vahdet denizine dalmak için aşka tâbi' olmak gerekir...
Müstenîr-i "semme vechullah"a nâil olmağa
İltizâm-ı âzer-i 'aşk eyle semender gibi
"Her nereye dönersen dön Allah'ın vechini görürsün" âyetinin sırrına ermek isteyenler, ateşe atılan semenderler gibi Hakk'a mülâkât aşkıyla yanıp tutuşmalıdırlar...
Ka'be-i maksûd ise mirsâd-ı kalbin Sâmiyâ
Nûr-i temkîne eriş olma mülevven yel gibi
Bir kimsenin maksadı gerçekden Allah ise, rüzgâr gibi bir o yana bir bu yana teveccüh etmez, dâimâ Hakk'a teveccüh eder de rûhu sükûn ve karâr bulur yani temkîne erişir..
Kuddise Sırruh