Tevhîd Destânı

3 Kasım 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

İman

Bir dâsitânım var mü'min-i dîndâr
Her kim etmiş ise tevhîd-i dildâr
Kâdir u Kayyûm'u sever gönülden
Gece gündüz söyler amân yâ Gaffâr

Ehl-i tevhîd nûr-i ferâset ile
Görür gözü mihr-i hidâyet ile
Sefîne lücce-i se'âdet ile
Varır menziline eder iftihâr

Kâinât gösterir vâcibü'l-vücûd
Olmasa olmazdı mahlûkât mevcûd
Hudâ bir olduğu eşyâda meşhûd
Güneşden 'ayândır ol çeşm-i bîdâr

Bu mahlûk varlığı Hâlık'a delîl
Basîret ehli ol gel olma 'alîl
Tevhîdden mâ'adâ yokdur bir sebîl
Mevcûdun mûcidi birdir âşikâr

Kurulmuş kubbe-i lâciverde bak
Âb u havâ güneş mahlûka tiryak
Seyretdiğin eşyâ gözlere müştâk
Gördüğün eşyâdır kitâb-ı esrâr

Pervâz eder uçar havada kuşlar
Kullardan gördüğün garîb dervîşler
Ebnâ-yı âdemde çokdur gidişler
Hakk güneşden ezher şaşırma zinhâr

Her bir millet der ki hak dîn bizimdir
Her bir âdem der ki hak söz sözümdür
Herkes der ışıklı benim gözümdür
Hakk gösterir kendin sarf eyle enzâr

Devrâne ebedî emîr halk eder
Bir katre su bir iklîme emr eder
Diğeri nasb eder anı kahr eder
Arslanları eder dârında berdâr

Bir dâne çekirdek olur bir şecer
Ser çeker per açar eflâke kadar
Bâr verir gûnâgûn emsâl-i güher
Bu kitâbı okur kimde 'irfân var

Vuhûş tuyûr bir gayrete mâlikdir
Tarîkat-i se'âdete sâlikdir
Gayreti olmayan âdem hâlikdir
Gayretliyi sever Hazret-i Cebbâr

Seyreyle baharda gül gülistânı
Vech-i arâzîde kudret bostânı
Seherde bülbüller okur destânı
Hâtemü’l-enbiyâ Ahmed-i Muhtâr

Dilerse indirir tahtından şâhı
Âsumâne çıkar feryâd u âhı
Yerlere yapışır altın külâhı
Binlerce vukû'u olmuş âşikâr

Bir çirkini verir güzel bir ferde
Görünce ol güzel gelir bin derde
Cânına ölüm arar her yerde
Zîr-i ibtilâda ağlar zârı zâr

Dilerse gedâyı eyler pâdişah
Sürdürür saltanat etme iştibah
Arslanı kuyuya bırakır rûbah
Kafları kaldırır bir kahr etse Kahhâr

Sabîler rahimde rızkın ne dedi
Doğmadan çıkarır memeden südü
Ebeveyn sadrına merhamet kodu
Ederler hizmeti hürmeti tekrâr

Bir âdem hıfz eder yüz dört kitâbı
Şerh eder âyetde olan hitâbı
Her kimi ederse Hakk intihâbı
Kaldırır vücûd-i esrârdan asdâr

Dilerse bir kula hikmet bildirir
Şerh eder sadrını rahmet doldurur
Gösterir guyûbât perde kaldırır
Gözlerine verir kudret iktidâr

Deryâlar devr eder 'ummâna gider
Katre katre olur Rahmân'a gider
Ehl-i 'ibret görür îmâna gider
Nûr-i ma'rifetle kalbi zıyâdâr

Bu dünyâya nice bel bağlayanlar
Malı çok oldukça çok ağlayanlar
Çürük eşyâları hep sağlayanlar
Ölüm gelir bir gün olur şermzâr

İhtiyâr oldukça eder gayreti
Cem'-i emvâl içün çeker zahmeti
Kalbinde kalmamış hiç merhameti
Fakîrler yanında olmuş bir gubâr

İnsâniyyet şerefini şer bilir
Sehâvetli olanları har bilir
Cü'âl-veş kendisini ner bilir
Âdemiyyet nedir etmemiş ifkâr

Kendisine bugün merhamet etmez
İnsâf edüp râh-ı rahmete gitmez
Bu gaflet perdesin gözünden atmaz
A'mâ fâre gibi eyler iddihâr

Lutfiyâ seyreyle bu cevlângâhı
Bu mahlûkun mutlak birdir ilâhı
Hâliku'l-eşyâdır 'âlem-penâhı
Rûz-i cezâ vardır eyleme inkâr

Alvarlı Efe Hâce Muhammed Lutfî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî
Listeye geri dön