Tevhîdden Büyük Bir Devlet ve Sâadet Yokdur

22 Haziran 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

İman

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

"Lâilâheillallah Muhammedü'r-Resûlullah", bundan büyük bir devlet ve saâdet yokdur.

Ey Efendiler! Tekrâr ediyorum. Üzerinde dur, geçme hemen böyle. Bu kelimeye sen alışmışsın, hop diye geçiyorsun, hiç kıymet verdiğimiz yok bile. Öyle değil. İş bu kelimede. Bu kelime cennetin sekiz  kapısını açar, yüz derecâtına insanı yükseltir. Cennetin yüz derecesi vardır, sekiz kapısı vardır, sekiz cennet vardır, yüz derece vardır. Üç türlü cennet vardır. Cennet-i ef'âl vardır, cennet-i sıfât vardır, cennet-i zât vardır. 

Bu kelime-i tayyibe, cehennemin yedi kapısını kitler. Cehennemin yedi derekesi vardır, yedi çukurdur, en altında münâfıklar yatar. İçi başka dışı başka olanlar. Zâhirde kendisini müslüman gösteriyor, içi küfür ile dolu. Onlara münâfık derler. İçi inanmamış, zâhirde kendini mü'min gösteriyor, münâfık, bunlar en alt tabakada. Esteîzübillah, "إِنَّ الْمُنَافِقِينَ فِي الدَّرْكِ الأَسْفَلِ مِنَ النَّارِ inne'l-münâfıkîne fi'd-derki'l-esfeli mine'n-nâr". En üst tabakda da mü'minlerin günahkârları yatacak. Kat kat böyle cehennem. 
Hakdır ve gerçekdir, olacakdır. Olmuşdur, hâzır duruyor, cennet de hazır, cehennem de hazır. Peygamber, gitdi, gördü, geldi, haber verdi. Bazıları var ya, bazı kuş beyinliler, "Giden gören var mı?" diyorlar. Var! Muhbir-i Sâdık, Muhammedü's-sâdıku'l-va'dü'l-emîn olan Peygamber gitdi, gördü, geld, haber verdi. Bitdi, o kadar! 
Halbuki sen de görüyorsun ama farkında değilsin, çünkü âhiretde ne varsa, dünyâda bunun bir misâli vardır. Burda görmeyen orda göremez. Onu bulamaz zâten, burda görecek, burda inanacak. İşte hürriyetin elinde, misâl, farazâ, sıhhatin elinde, cennete işâretdir, ona remzdir. İşte hapishâne, kânûnu dinlemeyenler, ayak altı edenler, hapishâneye giderler. Allah'ın kitâbını dinlemeyenler de Allah'ın hapsihânesine gidecekler. Gör işte, tamam, dünyâda misâlleri var bunların. Dünyâda devletin âmirleri vardır, memurları vardır, Allah hükûmetinin de âmirleri vardır, memûrları vardır. Gizli memurlar vardır, bizim hakkımızda dosyalar hazırlarlar, ne yaparsak, devlete bildirirler, değil mi? Allah'ın da gizli memurları vardır, sen onları omuzunda taşırsın, haberin bile olmaz, "كِرَامًا كَاتِب۪ينَۙ يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ kirâmen kâtibîne ya'lemûne mâ tef'alûn", ne yaparsan yazarlar, kıyâmet günü önüne çıkarırlar. 
Nereye gidersen git, bir şey yapacağın vakitde, kimse görmüyor zannetme. İki melek şâhiddir, görür. Bir de hafaza meleği görür. Bir de sen görürsün. Bir de seninle fenâlık yapacak kimsenin melekleri görür. Onların üzerine bir de Allah görür. Ona göre, düşün, öyle yap. Hiç bir şey yutturamazsın, yutturmak yok. Her şey önümüze çıkacak. İster iyilik ister kemlik.

Altmış kusur şubedir îmânın şuabâtı, en a'lâsı, tevhîddir, yükseği, en yüksek mertebesi. "Lâilâheillallah", Allah'dan başka ibâdet lâyık hiç bir ilâh yokdur ancak Hakk vardır. Birdir. Vardır. Her yere kâimdir, hâzırdır. Üzerinden vakit geçmez. Merhametlidir. Settârdır, suçlarımızı örter, hemen ortaya koymaz. Eğer suçlarımızı örtmeseydi, kimse günah yapamazdı. Hep günah yapmamıza sebeb ve illet, dâimâ bir şey olmuyor diye yaparız. Tekrar ediyorum. İlk sigara içen kanser, ilk idrarını tutan prostat, ilk zinâ eden frengi, ilk hırsızlık yapan yakalanıp hapsolsaydı, kimse ne hırsızlık yapar, ne zinâ ederdi, ne de cigara içerdi. İntihar etmek isteyenler yaparlardı bu işi. Hep bir şey olmuyor diye yapıyoruz, sonra çıkıyor o. Allah imhâl eder, yani geriye bırakır, ihmâl etmez, mutlaka önüne çıkarır. 
Onun için bir fenâlık yapdın mı, hemen tövbe istiğfâr et, bir daha yapmamak üzere, yapmamak üzere bir daha, tövbe istiğfâr et. O tohumu öldür, önüne çıkmasın. Hayırlı bir iş yaparsan onu gözyaşınla sula, muhabbetle besle, önüne çıksın o gül, senin önüne, o gül. O nimet önüne çıksın senin, imhâ etme onu.
Olalım nûr-i Hazret'e mâil
Gelin Hakk'ı tevhîd edelim tevhîd
Olalım sırr-ı vahdete nâil
Gelin Hakk'ı tevhîd edelim tevhîd
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön