Allah niye orucu farz etdi bilir misin? Açların hâline vâkıf olalım diye. Orucun bir sırrı da budur. Pâdişâhın karnı tok, halkın açlığından haberi olmaz onun. Ama oruç tutarsa, açlığın ne demek olduğunu bilir. Allah pâdişâha açlığı tattırıyor ki milletinin hâlini bilsin diye.
Hiç şübhe yok ki, burada pâdişâh, bir misâl ve remzdir. Pâdişâh ile remz edilen, her dâim karnı tok, sırtı pek olanlardır. Son yıllarda çok sık duyduğum bir söze değinmeden geçemeyeceğim. Birileri "Oruç açların hâlinden anlamak için farz olmadı. Eğer öyle olsaydı sadece zenginlere farz olurdu" diye bir laf çıkardılar. Mutezile mezhebinin iddiâlarını andıran bu söz her ne kadar ma'kûl ve mantıklı gibi görünse de hakîkati aksettirmiyor. Zîrâ Cenâb-ı Hakk'ın emirleri basit bir mantıkla îzâh edilemeyeceği gibi tek bir sebebe de bağlanamaz. Nasıl ki Kur`ân âyetleri tek bir ma'nâ ile tahdîd edilemezse, Allah'ın emirleri de tek bir hikmete ya da tek bir maksada bağlanamaz. Cenâb-ı Hakk'ın her emrinde sayısız hikmetler vardır. Hikmetlerin çokluğu da başlı başına bir hikmetdir. Zîrâ Cenâb-ı Hakk insanları da zamanları da zemînleri de farklı farklı yaratmış ve sürekli bir tebeddüle ve tegayyüre maruz bırakmışdır. Ahkâm-ı ilâhî her zamâna, her zemîne ve her seviyedeki insana tatbîk edilebileceği için hükümlerin hikmetleri de sayısız olmuşdur. Bu sayısız hikmetlerin bir kısmını âlimler bilir. Onların bilmediği hikmetlerden bazılarını ilimde rüsûh bulan ulemâ bilir. Onların da vâkıf olamadıkları bir takım hakîkatleri, ehlullah hazerâtı yani ârifler bilir.