Topkapı Sarayındaki Sır

15 Ocak 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Topkapı Sarayı müdürü Şehsuvaroğlu vardı, Allah rahmet eylesin, tanışıyorduk onunla biz. Müdür oldu Topkapı Sarayına, çağırtdı beni gitdim. Bazı kitâblar getirmişler, onlara fiyat tesbît etdim ben. Sonra dedim ki, "Şahsuvar Bey, burası safâlı bir yer, sakın burada kabahat filan yapma" dedim. "He he" filan dedi o, kulak arkası etdi. Bir müddet sonra nüzul isâbet etmiş kendisine, beni çağırdı. Genç adam, arslan gibi bir adamdı. Ve maraz-ı mevti oldu. "Dediğin oldu" dedi. "Ne oldu hayrola?". "Nüzul isâbet etdi bana" dedi. Sonra bana dedi ki, "Sen bir şey işitdin de mi bana bu sözü söylemişdin, yoksa kendi görüşünle mi konuşdun benimle?" dedi. Hani ben dedim ya ona, "Kabahat yapma burada" diye. "Bir şey mi işitdin de bana söyledin bu sözü, yoksa kendi düşüncenle mi söylemişdin?". Dedim, "Ben kendi düşüncemle söyledim". "Peki neden?" dedi. Dedim ki, "Bu Topkapı Sarayı, dünyanın merkezlerinden bir tânesidir. Dört yüz sene dünyanın göbeği burada kesilmiş. Buraya öyle çok gâzîler geldi, velîler geldi, zâlimler geldi, sarhoşlar geldi, deliler geldi ama bir çok evliyâullah geldi buraya. Onların rûhâniyyeti vardır burada" dedim. "Onun için böyle bir şey yaparsan sana dokunur dedim". İçki içiyordu orada. Ve maraz-ı mevti oldu. 
Sonra o bana anlatdı. "Mâdem ki sen kendi görüşünle konuşdun ben sana târihî bir vukûatı anlatayım" dedi. Ve "bunu hıfz et" dedi bana. Hamdullah Subhi bey gitmiş Saray'a, ziyârete. Geziyormuş Saray'ı. Gezerken akşamüstü vakti bir yere gelmişler, iç hazîneye mi ne gelmişler. Saltanat ilgâ edildikden sonra saray halkı gitdi ama akağaları Saray'da bırakdılar. Yani Saray'da hizmet görenler, bu sarayda gene hizmet görüyorlardı. Onlardan biri demiş ki Hamdullah Subhi Bey'e, "Efendim buraya kadar ziyâret etdik, bundan sonra ben sizi ziyâret etdiremem" demiş. "Neden?" demiş. "Gece nöbetçileri vardır, onlar alırlar nöbeti" demiş. "E peki, onlar gelsinler, onlar alsınlar, hangisiyse, kimin nöbetiyse, gelsin beni dolaşdırsın, şu ziyâreti bitireyim" demiş. "Hayır efendim, öyle değil" demiş. "Manevîdir bu, rûhânîler var" demiş. "Başıma gelen bir hâdise oldu benim" demiş. "Balkan Muhârebesi zamânıydı" demiş. Tam buraya geldim ben, gene zaman bu vakitdi. Şu karşı kapıdan Sultan Selim Hân çıkdı" demiş. "Yavuz Sultan Selim. Elinde böyle dürülü bir kağıt, bir fermân vardı. Bana dedi ki, 'Bu herifler pis Bulgarı Çatalca'ya mı getirdiler?' demiş. "Bir bağırdı" demiş. "Ben korkudan bayılmışım burada. Sonra ayıldılar beni. Onun için ben korkarım" demiş. 
Dedi ki bana, "Sen indî konuşdun, yani kendi irfânınla söyledin, ben sana târihî vukûâtı söyleyeyim" dedi. "Onun için burası boş değil. Benim başıma da böyle bir iş geldi. Ben bunu işitdiğim hâlde bu kabahati yapdım burada" dedi.
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön