Tumturaklı Konuşma

6 Şubat 2025 tarihinde yayınlanmıştır.

Riya

LATÎFE

Vaktiyle tumturaklı konuşma meraklısı bir adam, atıyla bir yere giderken, yolda uykusu gelmiş. Bakmış incir ağaçları var, atını bağlamış, ağaçların altında yatmış. Nasıl olduysa at bağından kurtulmuş ve oradan uzaklaşmış. Adam uykudan uyanıp da atı göremeyince, etrafa bakınmaya başlamış. Bir ara çift süren bir köylüye rast gelmiş, "Be çitçi! Be çifti!" diye seslenmiş. Çiftçi, "Ne var efendim?" deyince, demiş ki, "Şu karşıki enâcir ağaçlarının zıll-ı kebîrinde kayd u bend eylediğim dâbbe, nevmim galebe idüp hâba vardıkda ortalığı tenhâ bulup, rişte-i bendin çözüp, kangı tarafa azîmet etdiğinden haberin var mı?". Çiftçi, hemen elindeki sapanı bırakıp koşa koşa adamın yanına gelmiş, "Efendim lutfen bir daha okuyunuz" demiş. Adam aynı sözleri tekrar edince, çiftçi başını açıp adamın eline sarılmış, "Vallahi Efendim çok güzel bir duâ bu, benim de başım ağrıyor, lütfen başıma üfleyiniz de, başımın ağrısı geçsin" demesin mi!

NÜKTE

Ekseri halk böyledir. İlim kimdedir, irfân kimdedir bilmez. Ağzı laf yapan birisini gördü mü onu bilgili zanneder, hoca zanneder, şeyh zanneder. Sahtekârlar da bunu gâyet iyi bildiklerinden halkı kandırmak için bu usûlü kullanıyorlar. Yani tumturaklı konuşmalar yapıyorlar, mutantan ifadeler kullanıyorlar, halkın anlayamayacağı lafızları peşpeşe sıralayarak halkın gözünü boyuyorlar. Bakıyorsun boş teneke bir adam, eskilerden bir iki tabir ezberlemiş, oradan buradan bir iki cümle aşırmış, bunların manâsını bile bilmediği hâlde, sağda sola gösteriş yapıyor bunlarla. Millet de onu büyük adam zannediyor, "Vay be! Ne derin hoca!" filan diyor.

Listeye geri dön