5 Mart 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Kalb, aslen Arapça bir kelime olduğu hâlde dilimize girdikden
sonra çokça kullanılmış, çok benimsenmiş ve Türkçeleşmişdir. O derece ki kalb
kelimesine mecâzî ma'nâlar, yüklenmiş, bu sebeble edebiyâtımızda da ona geniş yer
verilmiş ve bu kelimeyle pek çok tabirler îcâd edilmiş, darb-ı meseller
îrâd edilmişdir. Şimdi bunlardan bazılarını zikretmek istiyorum.
Kalb, bir şeyin tam ortası,
merkezi ma'nâsına kullanılmışdır. Meselâ şehrin kalbi gibi. Yine kalb bir şeyin
özü, can evi, püf noktası ma'nâsına gelir. Meselâ meselenin kalbi gibi.
Kalb, aynı zamanda merhametin, şefkat sembolüdür. Bu yüzden merhametsiz
kimselere mecâzen kalbsiz deriz. Katı kalbli de aynı ma’nâyadır. Kalbi bütün,
kalbi büyük, kalbi temiz, iyi kalbli gibi tabirler de mecâzen merhametli,
şefkatli, iyiliksever ma’nâsına gelir. Yine kalbi fesad, kalbi kötü, kalbi
bozuk gibi tabirler mecâzen niyeti bozuk, dâimâ fenâlık yapan insanlar hakkında
kullanılır.
Kalb aynı zamanda saflığın, samîmiyyetin bir
sembolüdür. Kalbden, kalben, kalbî gibi tabirler de bu ma’nâyadır.
Kalb aynı zamanda heyecanın da sembolüdür. Kalbi küt küt atmak,
kalb çarpıntısı gibi tabirler bunu ifâde eder. Kalb, hüznün de sembolüdür,
kalbi parçalanmak, kalbi sıkışmak, kalbi sızlamak gibi tabirler buna işâretdir.
Kalb muhabbetin mahalli olduğu için, aşk ve sevdâ ile alâkalı
pek çok tabirde kalb kullanılmışdır. Meselâ kalb ağrısı, kalb sızısı, kalb
yarası, kalbini açmak gibi.
Kalb tasavvufî ma'nâsı itibarıyla da çok kullanılmışdır. Meselâ
kalb gözü, kalb kulağı, kalb çocuğu, kalb-i selîm, kalbe doğmak
gibi.
Kalb, insanlar arasındaki muhabbetin de mahalli
olduğundan bu konuda pek çok tabir kullanılmışdır. Meselâ, kalb kazanmak, kalb
kırmak, kalbi burkulmak, kalbi kırık, kalbine girmek, kalbinden çıkmak, kalb
kalbe karşı, kalbden kalbe yol vardır gibi.
Kalb, düşünce mahalli olarak da kabûl edilir. Kalbini okumak, kalbinin sesini dinlemek tabirleri de buna işâretdir