Muzaffer Efendi Hazretleri, bir kurban bayramında, bayram namazından önceki vaazında, önce Hazret-i İbrâhim aleyhisselâmın geçirdiği büyük imtihanları birer birer anlatıp îzâh ettikden sonra buyurdular ki :
Allah insanı üç şeyle imtihan eder. Birisi canın, birisi paran yani malın, birisi evlâdın.Dikkat et! Bak ne konuşuyorum! Küçükler! Siz daha yetişmediniz ama konuşduğum söze dikkat edin. "Bir zamanlar bir efendi bize bayram namazında böyle söylemişdi" dersiniz.Hayatda üç büyük imtihan vardır. Çünkü maddî bakımdan insanın en kıymetli şeyleri bunlardır. Biri canın, biri malın, biri evlâdın. Üç de büyük fitne vardır. Biri karın, biri malın, biri evlâdın. İnsanı evlâdla avrat yıkar. Dikkat et konuştuğum söze!
Bu vesîle ile gelin İbrâhim Halîlullah'ın başından geçen o büyük imtihanları hatırlayalım.
Bunlardan biri malıyla ilgili idi. Cenâb-ı Hakk İbrâhim aleyhisselama çok mal vermişdi, O da bu malı Allah yoluna bezl eyleyerek zenginliğinin hakkını vermişdi. Nitekim Halîlullah'ın sofrası ve cömertliği dillere destân olmuşdur.
İkinci imtihan ise evlâdı ile ilgili idi. Oğlu İsmâil aleyhisselâmı kurbân etmekle emrolunduğunda bu emri yerine getirmekde tereddüd etmedi ve böylece bu imtihanı da kazandı.
Üçüncü imtihan canı ile ilgili idi. Peygamberlik vazîfesini îfâ ederek halkı Hakk'a davet etmesi sebebiyle kendisine düşman kesilen azgın Nemrud'un canına kasd etmiş olmasına hiç aldırmadı, ölümü göze aldı ve ateşe atıldı. Böylelikle bu imtihanı da kazandı.
Elbette herkesin imtihanı bu kadar ağır olmaz ama hepimiz kendi çapımızda malımızla, canımızla ve evlâdımızla muhakkak imtihan oluruz. Eğer bu imtihanlardan yüz akıyla çıkabilirsek, İbrâhîm aleyhisselâm gibi "halîliyyet" mertebesine yükselir yani Allah'ın dostluğuna lâyık olmuş olur ve O'nun rızâsını kazanmış oluruz.