Üç Cömert

13 Haziran 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Muzaffer Efendi Hazretlerinin anlattığı ibretli ve hikmetli kıssalardandır :
Üç kişi aralarında konuşuyorlardı. Söz, döndü dolaşdı ihsâna, iyiliğe, mertliğe ve cömertliğe geldi. Bunlardan birisi, "Devrimizde insanların ihsân ve iyilik bakımından en üstünü, en cömerdi Arabetü'l-Evsî'dir" dedi. Diğeri buna itiraz etti, "Hayır! Kays bin Saad bin Alkame'dir" dedi. Üçüncüsü ise "Ne o, ne de öteki, bugünün en iyiliksever ve ihsânı bol kişisi Abdullah bin Cafer'dir" dedi. Aralarında bahse girdiler. Her biri, adını verdiği zâta gidecek ve ondan bir şey isteyecekdi. Sonunda tekrar bir araya gelerek hangisinin gerçekden daha iyiliksever ve ihsân sâhibi olduğunu ortaya çıkaracaklardı. 
Birisi Abdullah bin Cafer'e gitdi ve "Ey Resûllullah'ın amcası oğlu! Çok fakîr ve muhtâcım, lutfet bana bir şeyler ihsân eyle" dedi. Abdullah bin Cafer, o sırada gâyet kıymetli bir arap atına binmek üzere ayağını özengiye geçirmekdeydi. At çok değerli olduğu gibi, üzerindeki heybede de çok kıymetli eşyâlar ve para vardı. Abdullah bin Cafer, hiç düşünmeden ayağını özengiden çıkardı ve kendisine mürâcaat eden kişiye "Al, bu at üzerindeki para ve eşyâlarla birlikde senin olsun" dedi. At ve kıymetli eşyâlardan başka, heybede iki bin altın bulunduğu görüldü.
İkinci zât, Kays bin Saad'a gitdi, kapısını çaldı. Kapıyı bir câriye açdı ve ne istediğini sordu. O zât, "Garîbim, yolda kaldım. Kays'dan bana biraz para vermesini ricâ edecekdim" deyince câriye, "Senin ihtiyâcını karşılamak, efendimi uyandırmakdan daha kolay" dedi ve ona içinde üç yüz altın bulunan bir kese verdi. Kays, uykudan uyanıp mes'eleyi öğrenince o kadar sevindi ki, sevincinden derhal kapısına gelen adamı boş çevirmeyen o câriyesini âzâd etti.
Üçüncü zât da, Arabetü'l-Evsî'nin evine yöneldiğinde, iki kölesinin koluna girmiş mescide gitmekde olduğunu gördü. Zîrâ Arabe kördü ve ancak yola iki kişinin yardımıyla çıkabilirdi. Kendisine yaklaşıp selâm verdikden sonra, "Yardım ve himmetine muhtâcım" dedi. Arabe, derinden bir âh çekdi, "Eyvâh bize, eyvâh bize!" diye inledi. "Sana verebilecek bir dirhemim dahî kalmadı ama şu iki köleyi sana hîbe etdim, haydi onları al götür" dedi. O zât, "Olmaz, onlar senin hem gözlerin hem de dayanakların, onlar sana daha çok lâzım, vallâhi almam" dediyse de Arabe, "Eğer sen almazsan, ikisi de hür olsun" diyerek iki kölesini de âzâd edip kölelerin kollarından çıkarak başını duvarlara çarpa çarpa evine döndü.
Efendi Hazretleri bu kıssayı anlattıkdan sonra buyurdular ki :
Bu üç zâtdan hangisinin daha cömert olduğunu sizin takdîrinize bırakıyorum.
 Üçüncü kısmın anla ağniyânın
Budur bâlâ bülendi eshiyânın
Ki virir Hakk yolunda cümle mâlı
Velî görmezsin anda hiç melâli
Safâlar sürer infâkına ol şân
Bu yüzden hâtırı olmaz perîşân

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön