9 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Üftâdegân-ı aşka bir ân olur mu râhat
Etmiş azâb-ı hicrân akl u şu'ûru gâret
Aşka mübtelâ olanlar bir an bile rahat edemez çünkü ma'şûkun hasreti âşıkın aklını ve şuurunu perîşân etmişdir. Âşık ma'şûkunun hasreti ile yanar, tutuşur, hiç durmadan âh u zâr eder.
'Aks-i hayâta bâdî olsa şerâre-i 'aşk
Kânûn-i 'aşkda cârî olmaz imiş şikâyet
Bir kimse aşka mübtelâ olsa, ızdırâbı içindedir, kimseye derdini açamaz çünkü aşkın kânûnunda aşk sırrını ağyâra açmak olmaz.
Bir bir ufûl ederler endâmına nigehbân
Seyyârelerde olmaz envâr-ı şemse tâkat
Güneşin ışığına tahammül mümkün olmadığı gibi, âşıklara a ma'şûkun nûrundan yanar, kaybolurlar.
Nutkun Sebîl-i Kevser Firdevs huzûr-i bezmin
Huldi eder ferâmûş 'aşka eden sahâbet
Âşık için ma'şûkun nutku Kevser gibi, ma'şûkun meclisi Cennet gibidir. Aşka düşenler ebedî cennete nâil olmuş demekdir.
Bu derd-i bî-devâya ettin beni giriftâr
Hâlim sana bedîhî ikrâra var mı hâcet
Aşk, devâsı olmayan bir derddir yani ağyâra mihnet görünen aşk, âşıka ni'metdir, ağyâra derd görünen âşıka devâdır. Âşıkların hâlini Allah bilir, gayrısı bilmez, bilmesi de gerekmez.
Berk-i nihân-ı mehrû sayyâd-ı cân-ı ebrû
Eyler esîr-i dilgîr yokdur bulan selâmet
Allahbir kuluna aşkını verirse o kulu kendisine öyle bir bend eder ki hiç bir kuvvet onu Allah'dan ayıramaz. Ağyâra esâret gibi görünen bu hâl âşık için en büyük nimetdir zîrâ âşık âzâd olmak istemeyen köledir.
Hüsniyle oldu gâlib tab'ında âfitâba
Pertev-nisârı eyler dil mülkünü imâret
Cenâb-ı Hakk bir kuluna muhabbet ile tecellî ettiğinde o kulun kalbi âbâd olur. Âşıkın gönlü dâimâ Hakk'ın zikri ile şâd olur.
Sâmî semâ-yı dilden gözle o mâhıtâbı
Vahdetnişîn-i yâr ol kalmaz azâb-ı firkat
Hakk'ı kalbinde arayıp bulan ve aşk-ı ilâhî burâkı ile O'nun katına mi'râc edenlerde ayrılık acısı kalmaz zîrâ firkat vuslata, kesret vahdete dönmüşdür .
Abdurrahmân Sâmî Saruhânî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî