13 Haziran 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz Medîne-i Münevvere'ye hicret ettiklerinde, orada bulunan müslümanlardan her biri kendisine göre hediyeler getirmişler. Ensâr arasında bir dul hanım, elinde avucunda hiç bir şey olmadığı için, huzûr-i saâdete küçük çocuğu ile gelmiş ve "Yâ Resûlallah, herkes size hediyeler takdîm ediyor, benim ise evlâdımdan başka size takdîm edebilecek bir şeyim yok. Eğer lutfedip kabûl buyurursanız oğlum sizin hizmetkârınız olsun" demiş ve o sırada on yaşında olan ciğerpâresini Resûl-i Ekrem Efendimizin hizmetine vermişdir.
Bu çocuk kimdir bilir misiniz? Resûl-i Ekrem Efendimiz âlem-i cemâle gidinceye kadar O'na aralıksız hizmet etme şerefine erişen ve bu hizmeti sebebiyle kendisine "Hâdimü'n-Nebî" ünvânı verilen ve bu hizmetinin berekâtı ile yüz yıl ömür süren, her duâsı makbûl olan, binlerce hadîs-i şerîf rivâyet eden, gittiği her yerde büyük itibar gören, Enes bin Mâlik Hazretleridir. O'nu Resûlullah'a hediye eden fedâkâr annesinin adı da Ümmü Süleym'dir.
Enes bin Mâlik Hazretlerinin annesi Ümmü Süleym'in bu fedâkârlığı emsâlsizdir zîrâ kocasını kaybetmiş dul bir kadın için erkek evlâdın kıymeti, malla-mülkle, parayla-pulla ölçülemez.
Bu fedâkârlık, cömertliğin en yüksek mertebesi olan îsâra da çarpıcı bir misâldir. Îsârın ensârın fedâkârlığının övüldüğü âyet-i kerîmede zikredilmiş olması da çok mânidârdır.