Usta Çamaşırcı

Büyük velîlerden Ebû Saîd Ebu'l Hayr Hazretleri buyurmuşlardır ki :

Çamaşırcı kirli bir elbiseyi bir hafta yıkar ama çamaşır yine de tam temizlenmiş olmaz. Eğer çamaşırcı işine özen gösteren biriyse çamaşırın sâhibine der ki, "Ben senin işini savsaklayarak sana ihânet etmek istemem. Eğer elbisenin iyice temizlenmesini istiyorsan sabırlı ol, onu bir kere daha suya koyayım. Gerçi bu iş biraz uzun sürer, iki hafta kadar alır, ama çamaşırlarının tertemiz olması için bu şartdır". Elbisenin sâhibi, çamaşırcının teklîfini kabûl ederse, netîcede yıkanıp temizlenen çamaşırı gören herkes, "bu çamaşırcı da iyi ustaymış, hakîkaten işinin ehliymiş, âferin adama" derler.

Hazret-i Şeyh'in bu zarîf temsîlinde çamaşırcı, mürşid, çamaşırını yıkatmaya getiren kişi mürîd yani dervîş, çamaşır ise dervîşin nefsi yâhud kalbidir. Mürîde düşen, sabırlı olup, mürşidine tam ma'nâsıyla teslîm olmakdır. Acele ederse maksadına erişemez zîrâ tezkiye-i nefs ve tasfiye kalb üç beş günde olacak işler değildir. Mürşide düşen de mürîdinin terbiyesini ihmâl etmemek, onu mâsivâ kirlerinden tamâmen arındırıncaya kadar onunla meşgûl olmakdır. Bu iki şart bir araya gelmezse maksad hâsıl olmaz.