Vavlardan Sakının

Velâyet : Burada velâyetden maksad, idârecilikdir. Her idâreci, büyük bir mesûliyyet altındadır. Zîrâ üstüne aldığı vazîfeyi hakkıyla yerine getiremezse vebâli çok büyük olur. Zîrâ hem aldığı maaş helal olmaz, hem de onun verdiği kararlardan zarar gören herkesin hakkı sırtına yüklenir. İdârecilerin mesûliyyeti bununla da bitmez. Her idâreci emri altındakilerden de mesûldür ve onlara adâletle muamele etmesi gerekir. Bu mesûliyyetleri hakkıyla yerine getirebilecek pek az insan vardır. Nitekim şeytan çok adamı bu yolla helâk etmekdedir. "Senden iyisi mi var", "Sen olmasan başkası yapacak" gibi iğvalar vererek, ehil olmayan bir çok kişiyi, idâreci olmaya heveslendirir ve büyük bir vebâl altında kalmalarına sebeb olur.  

Vesâyet : Bir kimsenin mesûliyyetini üzerine almak demekdir ki velâyet kadar olmasa da bu da tehlikeli bir işdir.

 
Vekâlet : Bir kimseyi belli konularda temsîl etmek, belli işlerini deruhte etmek demekdir ki vesâyet kadar olmasa da bu da ciddî bir mesûliyyetdir. 

Vakıf : Vakıf bir hayır işidir. Malını vakfeden kişi, bu malın yerli yerine harcanmasını ister. Bir vakfın parasını yemek, vakıf üzerinden geçinmek, büyük bir mesûliyyeti mûcibdir, mutlakâ kaçınılması gerekir.

Kulları kandırmak mümkündür ama Allah kanmaz!