Rivâyet iderler sahîh dinle ey bahtiyâr
Kim ol âhiret hâtûnu Fâtıme gülizâr
Lakab verdilerdi ki Zehrâ deyü zîrâ ol
Kim ay yüzünün nûruna gark olurdu diyâr
Şu denli idi kim hikâyet ider Âişe
Ki nûrunda iplik eğirir idik yokdu nâr
Çün oldu Resûl'ün vefâtında bil altı ay
Diledi Resûl'e vara Fâtıme şâhvâr
Hasen'le Huseyn'in yudu donların etdi ak
Velâkin dökerdi mübârek gözünden pınâr
Durup hem pişirdi nice kursalar arpadan
İderdi atası gibi fakr ile iftihâr
Anı gördü dedi Ali yâ kerîme niçün
Bu resme kayıdlar görüp eyledin kâr u bâr
Dedi bil ki 'azm-i sefer iderem atama
Mübârek zamîrini tutma bu sözüme dar
Velî hoş tutasın Hasen'le Huseyn'imi sen
Ki bize se'âdet bağında bulardır simâr
Dahi bir emânet var anı sımarlarvanın
Sözümü kabûl eyle olma igen inkisâr
Budur ol ki sandukda bir hokka vardır getir
Getirdi anın perdesin açdı ol lâlezâr
İçinden çıkardı mühürlü harîr bir biti
Çü çıkdı biti doldu envâr ile cümle dâr
Dedi bu biti ne bitidir beyân eylegil
Dedi bu biti ol durur eylegil iftikâr
Şu vaktin ki sana beni vermek istediler
Dilerlerdi dirhemle kâbın kıyalar ayâr
Dedim olmazam râzı ben bu cihân mehrine
Dedi pes Resûl yâ kızım eyledin çünki 'âr
Ne ola senin mehrin imdi anı de bize
Dedim gönderüpdür seni çün Ganî Kirdigâr
Senin ümmetin tutusar 'âlemi serteser
Bunların havâtîni vardır günâhkâr u zâr
Dilerven ben olam kıyâmet gününde şefî'
Buların suçun ben dileyem idem i'tizâr
Dedi görelim imdi Allah nice emr ider
Ki tâ vahy inince küyüp idelim ıstıbâr
Gelüp dedi Cebrâil Allah selâm eyledi
Ne kim dedise Fâtıme eyle olsun bu kâr
Dedim bu söze bana hüccet gerek Tanrı'dan
Geri geldi Cebrâil irdi revân bî-hasâr
Alup geldi bu hücceti bana Allah'dan ol
Sözüm dinle imdi eyâ Sâhib-i Zülfikâr
Kaçan kim ölem bile defn eyle bu hücceti
Kıyâmet günü eyleyem cânımı ben nisâr
Açam başımı pes ilâhî diyem anda ben
Ki tut hüccetimi beni eyleme târumâr
Gerek kim şefâ'at kılam anda hâtûnlara
Komayam ki bunlar ola anda hôr u nizâr
Çü geldi ecel geldi Azrâil anda bu kez
Dedi cânımı ben sana vermezem ıztırâr
Ayıtdı Resûl'ün de ben aldım a cânını
Dedi ümmet içindi ol eyleme iğtirâr
Dönüp dedi yâ Rabbi şol dem ki verdindi cân
Ara yerde Azrâil olmaz idi şehriyâr
Bu dem kim senin hazretine varıram niçün
Arada ola vâsıta cânıma kura dâr
Bu sözü deyüp verdi Allah'a cânını ol
Baka kaldı Azrâil anda ederken medâr
Çün anı götürdüler aldı Alî irişüp
Getirdi Resûl'ün anı kabrine bî-dırâr
Mübârek elini çıkardı Resûl ravzadan
Dedi kızımı bana ver yâ Ali eyleyem istitâr
Anınçün dediler ki bir kabr içredir ikisi
Dedi ba'zılar kim yanında yatar iştihâr
Dirîgâ ecel yeli esdi ömür bâğına
Hazan irdi ana dahi soldu ol nevbahâr
Kimin bâğına esmedi yâ kimse esmeye
Kim kodu ölüm kimi koyısar pâyidâr
Kanı müşgbâr üzre devr eyleyen zülfünü
Kanı gülizâr üzre dizen gül-i şâhisâr
Kanı ol melek-veş ki hayrândı ins ü peri
Kanı ol felek-rahş gerdandı leyl ü nehâr
Kanı hadd-ı hûbî ki vecde gelirdi güneş
Kanı kadd-i Tûbî ki secde kılardı çınâr
Kanı ol yanaklar kim andan hacîl idi la'l
Kanı la'l lebler kim andan kızardı enâr
Sudandı bular toprak oldu eser yel gibi
Kimi nûr içinde kimi nâr içinde yanâr
Yazıcığolu Mehmed Efendi
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî