Vehim Yâhud Enfüsî Şeytân

31 Temmuz 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet

Vehim, akıl gibi, hâfıza gibi, idrâk gibi, irâde gibi, his gibi insana verilmiş olan kuvvetlerden biridir. Ne var ki vehim ekseriyâ hakîkati ters yüz eder. Bu yüzden vehme kapılan kişi hakîkati idrâk edemez hattâ hak diye bâtıla yapışır, bâtılı hak bilir. Onun için vehme enfüsî şeytan denilmişdir. Nitekim Şeytan da Âdem'in fazîletini idrâk edemediği için ona secde etmedi. Halbuki Âdem esmâ-yı ilâhîye mâlik olması hasebiyle herkesden çok hürmete lâyık idi, eşref-i mahlûkât idi. Şeytan'ın kendisini Âdem'den yüksek görmesi, özündeki vehimden kaynaklanmışdı. Şeytan'ın basîretini kör eden işte bu vehimdir. Ona hakkı bâtıl gösteren, bâtılı hak gösteren budur.

Basit bir misâl verelim. İnsanın bir yeri ağrır. Eğer vehme kapılırsa, hemen kendisine bir hastalık izâfe eder. Halbuki öyle bir hastalığı yokdur. Kendisi hekimlikden hiç anlamadığı hâlde, doktora gidip muâyene de olmadığı hâlde, hasta olduğunu vehmeder. İleri derecede evhamlı olanlar, bunu alışkanlık hâline getirirler ki onlara evhamlı yâhud hastalık hastası deriz.

İnsanlardan da pek çoğu vehme esîr olmuşlardır. Allah'ı inkâr edenler, Allah'a şirk koşanlar, O'na noksan sıfatlar izâfe edenler, peygamberleri, kitâbları, mucizeleri inkâr edenler hep vehmin esîri olan kişilerdir. Dar akıllarıyla fikir yürütürler bunlar. Halbuki akıl terâzisi yüksek hakîkatleri tartamaz. Akıl, pek çok şeyi idrâkden âcizdir. Nerede kaldı Hakk Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerini idrâk ede. Şâirin dediği gibi :

İdrâk-i meâli bu küçük akla gerekmez
Zîrâ bu terâzi bu kadar sıkleti çekmez

Dikkat ederseniz, aklına güvenen filozoflar, âlimler, mütefekkirler, ekseriyâ maneviyyâtı inkâr etmişlerdir. Çoğu Allah'ı inkâr etmişdir bunların. Kâinâtın Hakk Teâlâ tarafından yaradıldığını kabûl etmemişdir. Âhireti de inkâr ederler bunlar. Neden? Akla uygun görmedikleri için. 

Müslümanlar arasında da vehmine mağlûb olanlar çokdur. Pek çokları vehimleri sebebiyle sapıtmışdır. İslâm âleminde pek çok bâtıl mezheb, bâtıl itikâd ortaya çıkmışdır, hepsi de vehmin ürünüdür bunların. Kimi mucizeleri inkâr etmişdir, kimi âhireti, kimi tenâsühe kâil olmuşdur, kimi cebre, kimi irâde-i külliyyeyi inkâr etmişdir, kimi cehennemi, kimi âlemin kadîm olduğunu iddiâ etmişdir, kimi mahlûku Allah zannetmişdir. Yine vehmin esîri olan kimseler arasından kendisini mehdî zannedenler çıkmışdır, peygamber zannedenler çıkmışdır, hattâ Allah zannedeneler bile çıkmışdır. Bunlar ilhâda gitdikleri hâlde kendilerini ârif sanmışlar, muvahhid zannetmişlerdir. Halbuki hakîkatde şeytan olmuşlardır. Bu da yine vehmin tesiriyle olmuşdur.

Peki vehimden nasıl kurtulabilir insan? Büyük mürşidlerimizden İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri bunun yolunu şöyle îzâh buyuruyorlar :

Ve bu 'âlem hayâl olduğu cihetden hayâlâtı çokdur ve vücûdun etvârında telvînât-i kesîre vardır. Bu sebebden zâhir-i vücûddan bâtın-ı vücûda intikâl edinceye dek zahmet çekilir. Nazar eyle ki hokkabâzların ve sihirkârların yüzünden ne vech ile tahyîlât vâki' olur ve bir avrat bir küpe binip Hindistan'a gider ve kameri semâdan tenzîl edip inek gibi sağarlar, maa-hâzâ tertîb ve nizâm-ı 'âlem ke'l-evvel yerindedir. Ve 'âlemde nefsden sihirbaz yokdur ki enfüs ve âfâka zararı dokunmakdan hâlî değildir ve Şeytân dahi onun esîridir.

Ey âşık, bu cihetden def'-i vesvese ve hayâl için bir hırz lâzım oldu ki tevhîdde temkîndir. Zîrâ gerçi her mü'min ehl-i tevhîddir, fe-emmâ sûret-i tevhîdde kalmışdır ve hakîkat-i tevhîde ermemişdir. Eğer Şeytân, hakîkat-i tevhîde vâsıl olaydı kâfir olmazdı ve eğer her mü'min dahi bu mâideden nasîb bulaydı aç kalmazdı.
Listeye geri dön