Vesîletü'n-Necât : Resûlullah'ın Velâdet Vaktinde Zuhûra Gelen Hâdiseler

13 Kasım 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

mevlid
FÎ BEYÂNI MÂ ZAHARE FÎ VAKTİ VELÂDETİ MUHAMMED ALEYHİSSELÂM
(RESÛLULLAH'IN VELÂDET VAKTİNDE ZUHÛRA GELEN HÂDİSELER)

FASL

Girü gönül mısrına kıldım sefer
Bağladım anda nice teng-i şeker

Açalım ol şekkerin tengini uş
Yimedin cânın safâlar bula hoş

Öyle lezzetli şekerdir bu şeker
Kim bunun katında şekker bir hacer

Bu me'ânî şekkerin ger yiyesin
Dünyâda şekker bu imiş diyesin

Tûtîye şekker yimek öğredeyin
Bülbüle bu sözü ta'lîm ideyin

Ol unutsun şekkerini bu sözün
İkisi de bu sözü kılsın güzîn

Mustafâ'nın mevlidini okusun
Dâimâ sermest oluban şakısın

'Âşık isen key kulak tut dinlegil
Ne der isem ma'nâsını anlagil

Şol yiğit kim ol işide sözümü
Toprak idem ayağına yüzümü

Şol kulak kim sözüme kulak tuta
Zevki şevk ile cihânı ol tuta

Dahî âlim kulağına erişe
Gece gündüz kulluk ide dürişe

İlmine tekyelenüp tanzitmeye
Gözleri kaşı ile remz itmeye

Sôfîler ü 'âmiller yâ gayrılar
İşidüp safâ bula her sayrılar

Zîrâ kim dîn direği Muhammed'in
Mevlididir biliniz ol Ahmed'in

'Âr ola her kim bunu dinlemeye
Ma'nâsını düşünüp anlamaya

İşit imdi nice doğdu ol Resûl
Ol özü cümle usûllerden usûl

Ol sözü şîrin ü ol cismi arı
Enbiyâ vü evliyânın serveri

Ol Sirâc ü ol Beşîr ü ol Nezîr
Ol İmâm ü ol Hümâm ü ol Münîr

Ol Kerîm ü ol Kelîm ü ol Halîm
Ol Şefî' ü ol Mutî' ü ol Selîm

Ol melîhü'l-vech ü ol kalbi safâ
Murtazâ vü Müctebâ vü Mustafâ

Âmir ü Nâhî Karîb ü hem Mücîb
Hâfız u Vâ'iz Şekûr u hem Rakîb

Hâdî vü Mehdî vü Muhtâr ü Halîl
Oldur ol kim sevdi yaratdı Celîl

Ol Habîb ü ol Hasîb ü ol Nesîb
Ol Münîb ü ol Tabîb ü ol Hatîb

Oldur ol Tâhâ vü Yâsîn ü Emîn
Oldur ol hem rahmeten-li'l-'âlemîn

Hem Muhammed dahî Mahmûd oldur ol
Cümle mahlûk içre maksûd oldur ol

Oldur ol halk içre Hakk'ın sevdiği
Dâimâ Kur`ân'da anıp öğdüğü

Bu Süleymân nice medh itsin anı
Çünki meddâhıdır anın ol Ganî

Ol ki meddâhı anın Allah ola
Var kıyâs eyle ki ol ne şâh ola

Haşre dek ger denilirse bu kelâm
Nice haşr ola bu olmaya tamâm

Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile eydün es-salât

FASL

Ol gece kim doğdu ol hayrü'l-beşer
Anası anda neler gördü neler

Her ne kim göründü ise gözüne
Hem dahî vâki' olanı özüne

Ol rebî'ulevvel ayı nicesi
On ikinci gece isneyn gicesi

Doğduğun bildirdi ol halka tamâm
Ne dediğin işid imdi ey hümâm

Dedi gördüm ol Habîb'in ânesi
Bir 'aceb nûr kim güneş pervânesi

Berk urup çıkdı evimden nâgehân
Göklere erdi vü nûr oldu cihân

İndi göklerden melekler sâf u sâf
Ka`be gibi kıldılar evim tavâf

Hem hevâ üzre döşendi bir döşek
Adı Sündüs döşeyen anı melek

Üç 'alem dahî dikildi üç yire
Her birisi eydeyim nire nire

Mağrib ü maşrıkda ikisi anın
Biri damında dikildi Ka`be'nin

Bildim anlardan ki ol halkın yeği
Kim yakîn oldu cihâna gelmeği

Çünki bu işler bana oldu yakîn
Ben evimde otururken yalnızın

Yarılup dıvar çıkdı nâgehân
Üç bile hûrî bana oldu 'ıyân

Çevre yanıma gelüp oturdular
Mustafâ'yı birbirine muştular

İrdi hûrîler bölük bölük buğur
Yüzleri nûrundan evim doldu nûr

Dediler oğlun gibi hiçbir oğul
Yaradılalı cihân gelmiş değil

Kimse görmeye bunun gibi 'ayâl
Şöyle gökçek etmiş anı Zü'l-Celâl

Zî beşâret zî 'inâyet zî 'atâ
Dola kalbin lutf ile gide hatâ

Bu senin oğlun gibi kadri cemîl
Bir anaya vermemişdir ol Celîl

Ulu devlet buldun ey dildâr sen
Doğuserdir senden ol hulku hasen

Bu gelen 'ilm-i ledün sultânıdır
Bu gelen tevhîd ü 'irfân kânıdır

Bu gelen aşkına devr ider felek
Yüzüne müştâkdır ins ü melek

Bu gece ol gecedir kim ol şerîf
Nûru ile 'âlemi eyler latîf

Bu gece dünyâyı ol cennet kılar
Bu gece eşyâya Hakk rahmet kılar

Son altı beyt Mevlid'in aslî nüshalarında yokdur.

KASÎDE-İ MELÎHA

İşidin dahî acâib kudreti
Kudret-i Hakk'dan tutun hem 'ibreti

Hakk Te'âlâ emr kıldı ol gice
Hep yaradılmış kılalar zîneti

Didiler Rıdvâna tîz durma dur
Hoş bezen hûr u kusûr-ı cenneti

Kim bu gice ol Habîb-i Hakk gelir
Hem yağar halk üzre Hakk'ın rahmeti

Ehl-i cennet hûri vü gılmân kamu
Saçılarla kılsın ana rağbeti

Tanrı'dan Cibrîl'e emr oldu ki yap
Tamu kapusun götürgil heybeti

Hem vuhûş ile tuyûra kıl haber
Bu gice gözden gidersin gafleti

Âmine eydür çü vakt oldu tamâm
Kim vücûda gele ol Hakk vehbeti

Susadum su diledim içmekliğe
Virdiler bir şîşe dolu şerbeti

Kardan ağ idi vü hem soğuk idi
Dahî şîrindi şekerden lezzeti

Sonra gark oldu vücûdum nûr ile
Bürüdü beni o nûrun 'ismeti

Geldi bir ak kuş kanadıyla benim
Arkamı sığadı kuvvetle katı

Doğdu ol sât'atde ol şâh-uı rusül
Kim anınla buldu 'alem 'izzeti


MERHABÂ

Cümle hûri vü melek idüp sadâ
Zemzemeyle didiler kim merhabâ

Merhabâ ey bülbül-i bâğ-ı cemâl
Merhabâ ey âşina-yı Zü'l-Celâl

Merhabâ ey 'âsî ümmet melcei
Merhabâ ey çâresizler mencei

Merhabâ ey şâh-ı hurşîd-i Hudâ
Merhabâ ey Hakk'dan olmayan cüdâ

Merhabâ ey cân-ı bâkî merhabâ
Merhabâ uşşâka sâkî merhabâ

Merhabâ ey 'andelîb-i bâğ-ı elest
Şevkin ile oldu 'âlem cümle mest

Merhabâ ey rahmeten-lil-'âlemîn
Merhabâ olan şefî'ü'l-müznibîn

Yukarıdaki yedi beyt bazı nüshalarda yokdur.

Görmedi ağrı vü kan su anası
Çekmedi bir zerre andan zahmeti

Yir ü gök gulgule doldu serteser
Geldi ol nûr gitdi 'âlem zulmeti

Söze geldi vahş ü tayr ü taş ağaç
Sözleri cümle Muhammed midhati

Didiler birbirine kim budur ol
Makdemi meymûn mübârek tal'ati

Budur ol sultân ki 'âlemde müdâm
Günde beş kez urulısar nevbeti

Budur ol kim geliser Hakk'dan buna
Tâc-ı izzet birle levlâk hil'ati

Budur ol kim buna kim olsa karîb
Bî-gümân ol Hakk'a bulur kurbeti

Budur ol kim bu Nebiyy-i Hakk iken
Daha olmamışdı Âdem hilkati

Budur ol kim enbiyâ Hakk'dan kamu
Dilediler kim olalar ümmeti

Budur ol dürr-i yetîm kim dünyâda
Bulmadı hiç kimse buna kıymeti

Bunu seven bulısar anda yarın
Rahmeti vü rif'ati vü re'feti

Hem muhib olduğiçün ümmete
Dir imiş kundakda dâim ümmetî

Zî Muhammed zî Habîb-i Hakk görün
Kim koşulmuş durur farza sünneti

Haşre dek ger denilirse bu kelâm
Nice haşr ola bu olmaya tamâm

Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile eydün es-salât

FASL

Çün kadem basdı cihana ol Beşîr
'Âlemin artdı beşâşet behceti

Mekke şehri nûr ile doldu kamu
Nûra gark oldu eri vü avratı

Âmine çün gördü bu heybetleri
Gitdi kendüden tükendi kuvveti

Çünki ol kendüzine geldi girü
Gördü gitmiş hûriler cem'iyyeti

Mustafâ'yı görmedi evinde hem
Anı hayrân kıldı oğlu hasreti

Eyle sandı aldı gitdi hûriler
Anasının dahi artdı hayreti

Nâgehân bakdı vü gördü Âmine
Evi bucağında o meh sûreti

Şöyle Beytullah'a karşı Mustafâ
Yüz yire urmuş u kılmış secdeti

Secdede başı götürmüş barmağın
Söylenir hem Hakk'a bulmuş vuslatı

Kundağıyla sürmelemişler gözün
Göbeği kesilmiş olmuş sünneti

Tozunu saçmışlar u bir ak sofa
Dolamışlar ol vücûd-i rahmeti

Diledi ala eline anası
Göre kim n'oldu o sâhib-devleti

Saklanuz diyü havadan bir nidâ
Geldi kim tutdu cihânı heybeti

Tanrı emr itdi virildi hem ana
Enbiyânın cümle hûy u hasleti

Hem dinildi üç gün anı gizlenüz
Virmesin hiç âdem ana zahmeti

Bir bölük kavim dahi geldi vü tîz
Aluban gitdiler ol meh-sûreti

İlten ol demde getirdi hem girü
Bilmedi hiç kimse neydi hikmeti

Hürmetini bunu sanman siz hemîn
Bunca dahi yüz bin ola hürmeti

Haşre dek ger denilirse bu kelâm
Nice haşr ola bu olmaya tamâm

Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile eydün es-salât

FASL

Yedi kat gök ehli cümle geldiler
Ahmed'i görüp ziyâret kıldılar

Yerde gökde hiç ferişteh kalmadı
Kim Muhammed yüzünü ol görmedi

Hem sekiz uçmak içinde hûr-ı în
Görmeğe geldi o şâhın manzarın

Her biri elinde bir nûrdan tabak
Kim yaratmış sun'u birle anı Hakk

İçleri dolu cevâhir anların
Başına saçu içün Peygamber'in

Gelüben cümle saçu saçdı ana
Ay yüzün görüp bular kaldı tana

Saçu saçup çün ziyâret itdiler
Hûri vü Rıdvân melekler gitdiler

Yaradılmışdan kime k'oldu nasib
Anlara dahi göründü ol Habîb

Hem bular dahi ziyâret kıldılar
Ol Resûl-i Hakk bu durur bildiler

FASL

Çün cihâna geldi ol şâh-ı cihân
Zâhir oldu anda çok dürlü nişân

Ol gice hep putlar oldı ser-nigûn
Cânına Şeytân'ın uruldu düğün

Doldu küffârın içi vü taşı gam
Urdu her biri başına taşı hem

Hem kilîsâlar dahi yıkıldı çok
Kaldı altında keşîşler oldu yok

Tâk-ı Kisrâ öyle çatladı katı
K'işidenin gitdi 'akl u tâkatı

Sâve bahri yire geçdi serteser
Kimse anda bulmadı sudan eser

Ol mecûsîler odu kim vâr idi
Nice yıllar idi kim yanâr idi

Ana taparlar idi ol kavm-i şûm
Hiç olup ol od söyündü sanki mum

Buncılayın dahi nice dürlü var
Anları ger dir isem key söz uzar

Bildi 'âlem halkı doğdu Mustafâ
Cümle 'âlem doldu nûr ile safâ

Ulalu başladı ol sâhib-kemâl
Ay vü gün buldu cemâlinden cemâl

Çünki ol şâh irdi on dört yaşına
Kamu halk and içer oldu başına

Ulu kiçi hep kamu ehl-i 'Arab
Cümle andan buldular 'ilm ü edeb

Görmediler ana benzer âdemi
Hulk ile tutdu cemî'-i 'âlemi

Mu'cizâtı zâhir oldu başladı
Cümle dilde söylenir oldu adı

Mevlidinden çün biraz kıldık beyân
Mu'cizâtından dahi işit î cân

Tâ kıyâmet ger dinilse bu kelâm
Bin kıyâmet ola bu olmaz temâm

Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile eydün es-salât

VESÎLETÜ'N-NECÂT 
ANA SAYFA
Listeye geri dön