Vesîletü'n-Necât'ın Mi'rac Bölümü

7 Mayıs 2015 tarihinde yayınlanmıştır.

mevlid
Aşağıdaki metin, Süleyman Çelebi Hazretlerinin meşhûr eseri Vesîletü'n-Necât'ın eski yazmalarındaki "Mi'râc" bölümüdür...Sonraları mevlid meclislerinde okunması âdet olmuş olan "Mi'râc Bahri" bu metinden çok farklıdır...Nitekim aşağıda bulacağınız ses kayıtlarında, meşhûr hâfızlarımızın okudukları Mevlid-i Şerîf'lerin "Mi'râc Bahri"nde bu metinden pek az iz vardır...

FÎ BEYÂN-I Mİ'RÂC-I MUSTAFÂ
Sallallahu 'aleyhi vesellem
(RESÛLULLAH'IN Mİ'RÂCINI BEYÂN)

Akl tâvûsu açdı girü perr ü bâl
Tâ ki cevlân ile göstere cemâl

Fikr sahrâsı içine girdi hoş
Cân semenzârında cevlân kıldı uş

Urdu ma'nâ perrini birbirine
Tâ ki nakş u reng-i fikret görüne

Daldı dil bahrine hem gavvâs-vâr
Buldu anda nice dürr-i şâhvâr

Aldı aşk bâzârına geldi anı
Ana âşık müşteri gelsin kanı

İmdi ol dür dürclerini açalım
Size mi'râc dürlerinden saçalım

Cân kulağın ger tutar isen bana
Mustafâ mi'râcını aydam sana

İşit imdi Mustafâ mi'râcını
Nice urundu se'âdet tâcını

Göklere hem nice seyrân kıldı ol
Hak Te'âlâ Hazretine buldu yol

Hem ana Allah nice lutf eyledi
Ya nice rahmet honuyla toyladı

Ol se'âdetler kim anda buldu ol
Dünyâda hiçbir kişi bulmuş değil

Anda ol gördüğün âdem görmedi
Kimse hem ol irdiğine ermedi

Görüp işidüp dediğinden ey cân
Bazısın uş size kılalım beyân

Bir gece isneyn gecesinde Resûl
Ümmühânî evine kıldı nüzûl

Anda iken nâgehân ol yüzü ak
Cebrâil cennetden irgürdü Burak

Dur berü gel yâ Muhammed tiz dedi
Kim seni Hak Hazretine ündedi

Durdu fi'l hâl Mustafâ-yı mâh-rû
Cebrâil katına vardı ilerû

Cebrâil tutdu Burak'ı bindi ana
Hoş yöneldi yürüdü Hak'dan yana

Aldı gitdi Mustafâ'yı Cebrâil
Önüne düşdü ana oldu delîl

Yolda çok türlü acâib gördü hem
Geldi Kuds'e erdi vü urdu kadem

Enbiyâ ervâhı hâzır geldiler
Mustafâ'ya cümle izzet kıldılar

Enbiyâ ervâhına erdi nidâ
Kim kılalar Mustafâ'ya iktidâ

Anda Ahmed bunlara oldu imâm
Enbiyâ rûhu ana uydu tamâm

İki rek'at kıldı Aksâ'da namâz
Öyle emretmişdi ol bî-niyâz

Çün namâzı kılıben döndü Resûl
Geldi Sahrâ taşına kıldı duhûl

Gördüler nûrdan urulmuş nerdübân
Bil oradan oldular göğe revân

Erdi evvelki göğe bunlar tamâm
Kapı açıldı vü girdi ol hümâm

Ol gök ehli cümle karşu geldiler
Mustafâ'ya türlü ikrâm kıldılar

Merhaben bik yâ Muhammed dediler
Ey şefâ'at ıssı Ahmed dediler

Her göğe kim erdi ol hayrü'l enâm
Ol gök ehli kıldılar izzet tamâm

Her biri kutluladı mi'râcını
Dedi urundun se'âdet tâcını

Her ne denlü kim melekler vâr idi
Kutlu olsun bu kerâmetler dedi

Bu kerâmetler ki Hak verdi sana
Vermedi hiç kimseye önden sona

Gördü gök ehli ibâdetde kamu
Her biri bir türlü tâ'atde amû

Kim kıyâm içre kimi kılmış rükû'
Kimi Hakk'a secde kılmış bi'l huşû'

Kim tahiyyâta oturmuşdu müdâm
Ol idi tâ'atları her subh u şâm

Kimi takdîs ü kimi temcîd okur
Kimi tehlîl ü kimi tahmîd okur

Kimisini aşk-ı Hak almış durur
Vâlih ü hayrân u mest kalmış durur

Her birinin yetdiğince tâkatı
Haşr olunca uş bulardır tâ'atı

Anların tâ'atların ol bî-niyâz
Cem' edüben adını urdu namâz

Mustafâ'ya verdi dedi ol Ganî
Ümmetine armağan ilet bunu

Her kaçan kim bu namâzı kılalar
Cümle gök ehli sevâbın bulalar

Gör Resûl'e Hak ne ikrâm eyledi
Ümmetine böyle in'âm eyledi

Her göğe kim vardıysa ol bahtiyâr
Ümmetin dile dediler zînhâr

Her ne hâcet dilesen makbûldür
Cümle maksûdun senin mahsûldür

Göklerin kangısına girdiyse ol
Her birinde çok acâib gördü ol

Arş u Kürsî'yi görüben ol hoca
Geçdi yetmiş bin hicâbı ol gece

Bunların içre dahî her ne ki var
Anda gördü bunda dedi âşikâr

Çünkü kamusun gördü geçdi öte
Vardı erişdi ol ulu Hazret'e

Hak te'âlâ Hazretine erdi ol
Hak ne kim gösterdi ise gördü ol

Bî-hurûf u lafz u savt ol pâdişâh
Mustafâ'ya söyledi bî-iştibâh

Hakk'ı gördü Mustafâ bî-keyf ü kem
Hak durur bu sözleri ben kim direm

Anda ol erdiğine hiç akl u fehm
Ermedi ermeyiserdir cümle vehm

Hak'dan her maksûdunu buldu tamâm
Menziline döndü girü ol hümâm

Ol gece ne devlete erdiğini
Ne işidüp yâ neler gördüğünü

Her ne vâki' oldu ise serteser
Cümlesin ashâbına verdi haber

Bunlar işitdi vü buldu hoş ferah
Hem safâlar artdı eksildi terah

Hakk'a çok şükr ü Habîb'ine selâm
Kasr edüp mi'râcı uş kıldık tamâm

Çünki mi'râcını kıldık ihtisâr
Bazı evsâfın dahî işit ey yâr

Haşre dek ger denilirse bu kelâm
Nice haşr ola bu olmaya tamâm

Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile aydun es-salât

Listeye geri dön