28 Aralık 2014 tarihinde yayınlanmıştır.
Süleyman Çelebi Hazretleri Arapça kısa bir mukaddimeden sonra kitabına bu bâb ile başlıyor ve başdan sona kadar Cenâb-ı Hakk'ın isimlerini ve sıfatlarını zikrediyor. Son derece akıcı bir Türkçe ile inşâ edilen mısralar arasında "Birdir Allah andan artık tanrı yok" gibi emsalsiz olanları vardır ki hakîkaten "sehl-i mümteni"dir. Elfâzı Arapça olan "Kelîme-i Tevhîd"i herkesin anlayabileceği bir Türkçe ile bundan daha iyi ifâde etmek bizce mümkün değildir. Mevlid-i Şerîf'e câhilce itiraz edenler önce bu bölümü okumalılar. Bu bölüm başdan aşağı Cenâb-ı Hakk'ı zikir, tesbîh ve takdîsden ibâretdir.
FÎ TEVHÎDİ BÂRÎ SÜBHÂNEHÛ VE TE'ÂLÂ
Allah adın zikredelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kula
Allah adın her kim ol evvel ana
Her işi âsân ider Allah ana
Allah adı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya anın sonu
Her nefesde Allah adın di müdâm
Allah adıyla olur her iş tamâm
Bir kez Allah dise aşk ile lisân
Dökülür cümle günâh misl-i hazân
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda irişir Allah diyen
Aşk ile gel imdi Allah eydelüm
Derd ile göz yaş ile âh idelim
Ola kim rahmet kıla ol Pâdişah
Ol Kerîm ü ol Rahîm ü ol İlâh
Âlim ü Allâm ü Gaffârü'z-zünûb
Sâni' ü Tevvâb ü Settârü'l-uyûb
Dâim ü Deyyân Muhsî vü Şekûr
Vâhibü'l-ihsân Ganî Fettâh u Nûr
Sâdıku'l-kavl ü Azîm ü Zü'l-celâl
Kâsımu'r-rızk ü Mukîm ü lâ-yezâl
Kâdirü Kahhâr ü Kayyûm ü Kadîr
Fâtır u Hallâk ü Rezzâk ü Habîr
Bârr u Bâri' ü Berr ü hem Bedî'
Dârr u Nâfi' u Basîr u hem Semî'
Hayy u Hannân u Hakem Hakk u Hakîm
Hâfız u Hâzır Habîb ü hem Halîm
Mü'min ü Muhsin Mu'în u Müsteân
Mâlik ü Mennân ü Sultân-ı cihân
Câmi' u Cebbâr ü Mübdî ü Mu'îd
Vâris ü Vehhâb ü Rezzâk ü Mecîd
Hâdî vü Sübhân ü Rahmanü'r-Rahîm
Mâni' ü Mu'tî Kaviyy ü hem Kadîm
Hâfız ü Râfi' Celîl ü hem Cemîl
Kâbız u Bâsıt Vekîl ü hem Kefîl
Evvel ü Âhir Aliyy ü hem Alîm
Zâhir ü Bâtın Metîn ü hem Mukîm
Vâhid ü Vâcid Vedûd ü hem Gafûr
Vâlî ü Mâcid Veliyy u hem Şekûr
Hâlik u Rezzâk Musavvir hem Hamîd
Vâsi' ü Bürhân Reşîd ü hem Şehîd
Bâis u Muhyî Mümît ü Nâşir ol
Mün'im ü Mugnî vü Nâzır Nâsır ol
Hem Mu'izz ü hem Müzill ü hem Raûf
Âdil ü Muksit Mukît ü hem Atûf
Ol durur Allah u Kuddûsü's-Selâm
Rabb ü Bâkî lâ-yemût ü lâ-yenâm
Ol durur hem pâdişâh-ı bî-zevâl
Bî-şebîh ü bî-nazîr ü bî-misâl
Birdir ol birliğine şek yok durur
Gerçi yanlış söyleyenler çok durur
Varı yok yoğu var iden ol durur
Dünyâda her olanı ol oldurur
Cümle âlem yoğ iken ol vâr idi
Yaratılmışdan Ganî Cebbâr idi
Vâr iken ol yoğ idi ins ü melek
Arş ü ferş ü ay ü gün hem nüh felek
Sun’ ile bunları ol vâr eyledi
Birliğine cümle ikrâr eyledi
Kudretin izhâr idüp hem ol Celîl
Birliğine bunları kıldı delîl
Bâri ne hâcet kılavuz sözü çok
Birdir Allah andan artık tanrı yok*
Haşre dek ger dinilirse bu kelâm
Nice haşr ola bu olmaya tamâm
Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile eydün es-salât
* Eski yazma nüshalarda bu mısra "Birdir ol kim andan artık tanrı yok" veya "Bir dürür ol andan artık tanrı yok" şeklindedir. Süleyman Çelebi Hazretlerine âit olan orijinal metinde bunlardan hangisi vardı bilmiyoruz ancak hangisi olursa olsun "Kelime-i Tevhîd"in türkçeye bu kadar vecîz bir tercümesi yapılmamışdır. Dikkat edilirse "Birdir Allah andan artık tanrı yok", "Lâ ilâhe illallah" lafza-i tevhîdine, "Birdir ol kim andan artık tanrı yok" ise "Lâ ilâhe illâ hû" lafza-i tevhîdine karşılık düşüyor.