7 Haziran 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Yâ ilâhî ehl-i 'aşkın zikri Allah fikri Hû
Yâ ilâhî ehl-i sırrın virdi tevhîd sırrı Hû
'Aşka düşen kulların meyl eylemez yâ Rabbenâ
Cennet ü hûr u kusûru dâim ister diye Hû
İstemez firdevs-i a'lâ istemez cennât-i 'adn
Maksûdu Allah cemâli ol ecilden didi Hû
'Âşıkın derdi tükenmez hem gözünün yaşları
Ol sebebden dirler idi hâne-i mescidde Hû
Cümle 'âşık zikr ider yâ Rab ki seni göreler
Bula isminden müsemmâ itmeyeler zikri Hû
Hakk Teâlâ çünki gördü 'âşıkının derdini
Kullarım görün cemâlim dirdiniz vahdetde Hû
Hakk celâlinden götürdü ref' u keşf idüp nikâb
Gördüler Allah cemâlin vech-i sırdan didi Hû
Bahr-ı tevhîd içre gark oldu Hudâ'nın 'âşıkı
Cümle 'âşık mahv olup kalmadı illâ bâkî Hû
Bir tecellî itdi Allah cümle ihrâk eyledi
Seyr idüp esrâr-ı Hakk'ı sırr-ı sırrdan didi Hû
Cân u başlar kanlı yaşlar döküben 'âşık-ı Hakk
Vâsıl oldu Hakk'a gördü zîrâ oldu fikri Hû
Bâkî Allah bir bekâ virdi gerü buldu vücûd
Tâ hakîkat cihetinden didiler ahfâda Hû
Hakk'ı vicdân itdi 'âşık gayreti ifnâ idüp
Mâsivâdan yüz çevirdi hâl diliyle didi Hû
Sundu sâkî 'aşk şarâbın mest ü hayrân eyledi
İçdi 'âşık Hakk şarâbın nâ'ra urup didi Hû
Mest ü sekrân olup 'âşık didiler bu 'aşk u şevk
Bâdeden mi sâkîden mi hayret ile didi Hû
Bu makâmâtı bulan şular-durur ey mü'minîn
Derd ile hem şevk ile hem zevk ile dirlerdi Hû
Pertev-i zât-ı Ehad'den gördüler envâr-ı Hakk
Anun içün didi 'âşık 'âlem-i fânîde Hû
Hû buları yıkdı yakdı kaldı Allah Vedûd
Lâ-mekâna düşdüler kalmadı illâ hây u hûy
Bahr-i vahdet içre gark oldu cümle 'âşıkîn
Zât-ı tevhîde irişüp bâkî kalan oldu Hû
Evvel ü Âhir Zâhir ü Bâtın peydâde bu Hakk
Oldu gayrı olmadı bâkî kalan Kahhâr Hû
"Küllü şey'in hâlikün" ma'nâsına vardı bular
Zât-ı Hakk'dan gayrısı mahv oldu ol Vehhâb Hû
Muhyî zikr it Hakk'ı fikr it tâ göresin yüzünü
Hakk kapusun bekle dâim ol-durur Rezzâk Hû
Hakk Te'âlâ'nın 'atâsı 'âşıkâ mebzûldür
Gösterir 'âşıka vechin ol-durur Fettâh Hû
Zîrâ bilir 'âşıkının derdini ol Zü'l-Cemâl
Ref' ider vech-i nikâbın göre 'âşık diye Hû
Bezcizâde Şeyh Mehmed Muhyiddîn Efendi
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî