Yakîn Ne Demekdir?
5 Kasım 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Daha önce "Kurb-i Nevâfil" başlıklı yazımızda kısaca temâs ettiğimiz Sûre-i Hicr'in 99. âyeti olan "Sana yâkîn gelinceye kadar Rabbına ibâdet et" meâlindeki " وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ Va’bud rabbeke hattâ ye’tiyekel yakîn" âyet-i kerîmesinin bazı inceliklerinden bahsedeceğim.
Hiç duydunuz mu bilmem, vaktiyle ibâdetsiz-tâatsiz bir gürûh, kendilerine "Niçin namaz kılmıyorsunuz?" diye soranlara bu âyet-i kerîmeyi okur ve "Allah, yakîn gelene kadar ibâdet edin diyor, bize o yakîn hâsıl olduğu için artık ibâdet etmemize lüzûm kalmadı" diye cevap verirlerdi. Kur`ân-ı Kerîm'in inceliklerini bilmeyenlerden bir kısmı da bu safsataya inanırlar, o dînsiz adamları kerâmet ehli zannederlerdi.
Gelelim âyet-i kerîmede zikredilen "يَقِين yakîn"in ma'nâ ve inceliklerine...
Bütün müfessirler, bu âyet-i kerîmedeki "yakîn"in ölüm ma'nâsına geldiğinde ittifak etmişlerdir. Bu itibarla âyet-i kerîmenin zâhirî ma'nâsı "Ölünceye kadar ibâdet et" yani "Ölene kadar ibâdeti terk etme" demek olur. Nitekim peygamberler de dâhil olmak üzere her kul, ölünceye kadar Allah'a ibâdet etmekle mükellefdir. Bunda zerre kadar şekk ve şübhe yokdur. "وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ / Ben cinleri ve insanları ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım" âyet-i celîlesi de bunu beyân eder.
Âyet-i kerîmede "ölüm" anlamına gelen "mevt" gibi bir kelime yerine "يَقِين yakîn" lafzının kullanılmasının hikmetlerine gelince...
1) Yakîn, bir yönüyle gaybın zıddıdır. Bilinmeyene gayb, şüphe duymayacak şekilde iyi bilmeye ise yakîn denir. Nitekim Kur`ân-ı Kerîm'in hemen başında Sûre-i Bakara'da mü'minler hakkında önce "الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ Onlar gayba îmân ederler" buyuruldukdan sonra "وَبِالآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ âhireti de yakînen bilirler" denilmesi buna işâretdir. Yani îmân önce gaybadır sonra ibâdet ve tâ'at ile yakîn hâsıl olur. Nitekim aynı âyetlerde buna da işâret vardır. "الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ Onlar gayba îmân ederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine verilen rızıklardan infâk ederler" âyetinde îmânı yakîne getirmek için ibâdetin lüzûmuna işâret vardır.
2) Yakîn, ilme'l-yakîn, ayne'l-yakîn ve hakka'l-yakîn olmak üzere üç mertebedir. Yakînin bu mertebelerini daha önce "Îmânın Dereceleri" başlıklı yazımızda uzun uzadıya îzâh ettiğimiz için burada sözü fazla uzatmayacağız. Yalnız şu kadarını söyleyelim ki, gerek farz gerek nâfile ibâdetler, kulun işin başında ilme'l-yakîn olarak bildiği hakîkatleri, ayne'l-yakîn olarak müşâhede etmesine, daha da ilerlerse hakka'l-yakîn olarak idrâk etmesine sebeb olur.
3) Âyet-i kerîmedeki inceliklerden biri de " يَأْتِيَكَ Ye'tiyeke" lafzında gizlidir. "Sen yakîne erinceye kadar" değil de "Yakîn sana gelinceye kadar" denilmesinin hikmeti bu yakîn mertebelerine sadece çalışmakla erilemeyeceğine bunların Cenâb-ı Hakk'ın lutfu ile tahakkuk edeceğine işâretdir.
4) "حَتَّى Hattâ" lafzında da büyük bir incelik vardır. Hattâ kelimesi Arapçada ekseriyâ "-e kadar, oluncaya kadar" anlamlarına gelir ancak bazen de "olsa bile, olsa dahî" anlamına da gelir. Bu itibarla âyet-i kerîmeden "Sana yakîn hâsıl olsa dahî ibâdete devam et" ma'nâsı çıkar.
5) Yakîn, zâhirde ölüm yani mevt-i ıztırârî ma'nâsına, bâtında ise Hakk'da yok olmaya yani mevt-i irâdîye işâretdir. Nasıl ki ölümle insana yakîn hâsıl oluyor, yani hayatta iken inkâr ettiği veya şüphe ettiği hakîkatler ölünce ortaya çıkıyorsa tıpkı bunun gibi, mücâhede ile tezkiye-i nefs ve tasfiye-i kalb ederek ölmeden evvel ölenlere de yakîn hâsıl olur yani hakîkatler münkeşif olur.
6) İbâdet emrinin "yakîn hâsıl olana kadar" denilerek bir mertebeye kadar tahsîs edilmesindeki hikmetlerden biri de şudur. İbâdet, Allah'a itâatın ve teşekkürün ızhârıdır. İtâatın en yüksek derecesi de muhabbetdir zîrâ seven sevdiğinin sözünden aslâ çıkmaz. Yakîn hâsıl olduğunda kul Allah'ı sever ve ibâdetleri de seve seve yapar, emir beklemez. Yani yakîne eren kişiye emretmeye gerek yokdur.
Kaçan kim ben beni bildim yakîn bil kim Hakk'ı buldum
Korkum anı buluncaydı şimdi korkudan kurtuldum
Listeye geri dön