10 Ocak 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, büyük velîlerden Somuncu Baba'nın bir menkıbesini anlatırlarken buyurdular ki :
Hamîdüddîn Aksarayî Hazretleri, Bursa'da kendisini Somuncu Baba diye bildiriyor. Fırıncı, yani ekmek yapıyor. Hep büyükler böyle kendilerini gizlemişlerdir. Kimi somuncu, kimi kıdrcı, kimi çömlekçi, kimi bezzâz, kimi cessâs. Koca tefsîr sâhibi cessâsdır. Cessâs demek yani kireççi, kireç yakıyor, kireççi. Kudûrî var, koskoca İmâm-ı Kudûrî, çömlekçi. Eski âlimler mutlakâ bir sanatla iştigal ederler, hem ilme, hem de bu şekilde halka önder olurlar idi.
Onun için yalnız okumakla kalma. Ey fakülteyi bitiren! Koluna bir sanat, koluna bir sanat, altın bilezik tak. Sanat, altın bilezik. Bir gün senin okuman geçmez, o sanat seni kurtarabilir, iffetini, ırzını, nâmûsunu. Mutlakâ bir şey öğreneceksin. Sen fakülteye gitmeyen! Sen de öyle. Bir sanata da kâni' olma, bir sanat kâfî değil, iki tâne öğren, üç tâne öğren. İki günü müsâvî kılan zarardadır. İki günü müsâvî kılan zarardadır.
Efendi Hazretlerinin sık sık dile getirdikleri bu tavsiyede sanatdan maksadları, piyasada her zaman bir karşılığı olan mesleklerdir. Geçmişden misâl verecek olursak, ayakkabıcılık, semercilik, yorgancılık, saraçlık, marangozluk gibi sanatları sayabiliriz. Günümüzde geçerli olan sanatlara misâl verecek olursak, kuyumculuk, kalıpçılık, bilgisayar programcılığı, aşçılık, pastacılık, otomobil tamirciliği, fotoğrafçılık gibi sanatları sayabiliriz. Bütün bu sanatlar biraz zahmetli olsa da, az ya da çok hep para kazandırır. Yalnız teorik bir eğitim ile üniversiteden mezun olanlar ise hem iş bulmakda güçlük çekerler hem de en ufak bir krizde işlerini kaybederler. Hele de büyük krizlerde bu gibi kimselerin işi çok zordur. Geçerli bir sanatı olanlar ise zor zamanlarda bile kimseye muhtâc olmazlar.
www.muzafferozak.com