2 Kasım 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Meşâyih-i kirâm hazerâtı, birer manevi doktordur. Tıb ilmiyle uğraşan doktorlar, nasıl ki hastalarının hastalığının cinsine ve mâhiyetine göre ilaç verir ve tedâviye girişirlerse, nefs hastalıklarının doktorları olan mürşid-i kâmiller de kendilerine teslîm olan hastalarına, hastalıklarına göre ilaç verirler. Tıb doktorlarının tedâvi unsurları, ilaçdır. Nefs doktoru olan meşâyihin tedâvi ve ilaçları da zikrullahdır. Hastasının hastalığının mahiyet ve vehâmetine göre adedle esmâ verirler. Sâlik, bu esmâ ilacı ile kalbindeki hastalığa şifa buldukça esmâsı değiştirilir ve eğer o sâlikin nasîbinde insân-ı kâmil olabilmek varsa, ömrü yetişir, insân-ı kâmil olur, insân-ı kâmil olarak yaşar ve kendisi de başkalarının tedâvisine koşar, onları da manevî marazlardan kurtarmak için uğraşır ve bi iznillah muvaffak da olur. Şâyet nasîbinde kemâl yoksa, insân-ı kamil olmaya çalışırken yarı yolda ölür, niyyetine ve himmetine göre ecir alır.Tıb doktorları, hastalarına lüzûmuna göre perhiz verdikleri ve ilaçları nasıl kullanacaklarını öğretdikleri ve her birinden günde kaç tâne alacaklarını da tenbih ederek, "Şu hapdan günde üç tâne yutacaksın, bu şurupdan sabah ve akşam birer kaşık içeceksin ve şu iğneden de günde bir tâne vurduracaksın" diye öğütledikleri gibi, nefs doktorları olan mürşid-i kamiller de sâliklerine, durumlarına göre tavsiye ve telkinlerde bulunurlar.Hasta, kendi kendisine hapdan beş tâne, şurupdan dört kaşık ve iğneden de üç defa vurduramazsa veya böyle yapdığı takdirde fayda yerine zarar görürse, hekimine danışmadan daha kuvvetli olacağını vehmederek rastgele hapları yutmakla hapı yutarsa, sâlikler de kendiliklerinden, "Bu zikrullahın havâssı daha ulu" diyerek ağır zikirlerle uğraşırlarsa, fayda yerine zarar görürler. İlaç, nasıl ki hastalığın mahiyyetine ve hastanın bedenî kâbiliyyetine göre verilirse, zikrullah da nefs hastalığının nev'ine göre verilir. Karaciğerindeki rahatsızlığın tedâvisi için verdiği ilacın, hastasının kalbine ve böbreğine zarar verebileceğini düşünemeyen yarım hekimler, hastalarını sıhhatlerinden ve belki de hayatlarından mahrûm etdikleri gibi, beş yüz tevhîd çekebilmeye istidâdı olana on bin tesbîh veren yarım mürşidler de, mürîdlerini er geç akıl hastahânesine gönderirler.