Yârin Cemâlini Görebilmek

13 Mayıs 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

Resulullah
Muzaffer Efendi Hazretlerinin İRŞÂD nâmındaki eserine de kaydettiği gerçek bir hikâyedir :

Vaktiyle bir zât, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimizi rüyâda görmek istermiş ancak bir türlü görmek müyesser olmazmış. Ârif-i billah bir zât-ı şerîfe gidip derdini anlatmış ve tavsiye istemiş.

Ârif-i billah olan zât-ı şerîf şu tavsiyede bulunmuş : 
Oğlum! Cuma akşamı çokça tuzlu balık ye, namazı kıl ve su içmeden yat. 
O zât da bu veliyyullahın tavsiyesine uyarak çokça tuzlu balık yiyip yatmış. Sabaha kadar rüyasında dereler, çeşmeler, pınarlar görüp onlardan kana kana sular içmiş. Sabah uyanınca hemen o ârif zâta giderek : 
A Efendi! Resûl'ü göremedim. Sabaha kadar harâretden rüyâmda çeşmelerden, pınarlardan su içtim, durdum. Hâlâ harâretden yanıyorum. Bu ne hâldir?
diyerek hâlini arz edince o veliyyullah şu ârifâne cevâbı vermiş :
İşte tuzlu balığı yiyince suya nasıl iştiyâkın artıp sabaha kadar su gördünse, Resûlullah'a da öyle yanmalısın ki, mübârek cemâlini müşahede edebilesin.
Yukardaki hikâyede beyân edilen rü'yet ilk mertebedir. Rü'yetin bir üst mertebesi daha vardır ki onu da Efendi Hazretleri bir sohbetlerinde şöylece beyân buyurmuşlardı :

Vaktiyle bir dervîş mürşidine şöyle bir ricâda bulunmuş :
Efendi Hazretleri! Fakîr'e lutfedip bir duâ öğretseniz de Resûl-i Ekrem Efendimizi rüyâmda görebilsem.
Şeyh Efendi'nin cevâbı pek mürşidâne olmuş : 
Evlâdım! Neden Resûlullah'ı uykuda görmek istiyorsun!? Neden uyanıkken görmeyi istemiyorsun!
Efendi Hazretleri buyurdular ki : 
Rûhâniyyet-i Muhammeddiye her yere hâzır ve nâzırdır ama bilene, bulana, görene, köre ne!...
Efendi Hazretleri her namazda tahiyyatta okuduğumuz "es-selâmü aleyke eyyühen-nebiyyü" ibâresine de sık sık dikkat çekererek buyururlardı ki :
Bu ibâredeki (ke) zamîri, müfred-muhâtaba işâret eder. Yani namaz kılan her müslümân, Resûl-i Ekrem Efendimiz sanki tam karşısındaymış gibi ona selâm vermekdedir. Mesele bu selâmı ezbere verebilmekde değil, o selâmı verdiğinde Resûl-i Ekrem Efendimizin "ve aleykes-selâm yâ ümmetî" cevâbını duyabilmekdedir.
Boyun bükdüm perîşânım bu derdin sende tedbîri 
Lebim kavruldu âteşden döner pâyinde tezkîri 
Ne dem gönlün murâd eylerse taltîf eyle kıtmîri 
Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Resûlallah

Resûl-i Ekrem Efendimizi rüyâda görmek husûsunda Efendi Hazretleri buyuruyorlar ki : 
Bir kimse, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizi rüyâsında görürse, o rüyâ mutlakâ sâdıkdır, doğrudur. Gören kişi muhakkak Resûlullah'ı görmüşdür. Zîrâ Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde "Beni rüyâsında gören, muhakkak beni görmüşdür, şeytân aslâ benim şeklimde görünemez" buyurmuşlardır. 
Bir kimsenin, Efendimizi rüyâsında görmesi, onun şefâatine nâil olmasına ve îmân ile göçmesine ve dünyâda müşküllerinin hallolmasına işârettir. Eğer bir kimse rüyâsında Resûl-i Ekrem Efendimiz tarafından azarlanır ise o kimse derhal tövbe etmelidir. Efendimizi rüyâda gören kişi, O'nun sûretinden bir şeyi eksik görse, rüyâyı görenin sünnet-i seniyyedeki eksikliğine alâmetdir.
www.muzafferozak.com

Hadden aşdı iştiyâkım
Yâ Resûl göster cemâlin
Yakdı beni iftirâkın
Yâ Resûl göster cemâlin

Feleğe çıkdı figânım
Yaş ile bir oldu kânım
İştiyâkdan yandı cânım
Yâ Resûl göster cemâlin

Çün beni saldın bu derde
Nazar et halime zerre
Nice bir hicâb u perde
Yâ Resûl göster cemâlin

Çün hayâlin erdi câne
Nice bakayım cihâne
Yeter eyledin bahâne
Yâ Resûl göster cemâlin

Beni bu derd ü bu hicran
Âhir öldürür ne dermân
Sana kurbân eyleyim cân
Yâ Resûl göster cemâlin

Tut elini Şeyhî cânın
Destgîri ol sen ânın
İhsân eylemekdir şânın
Yâ Resûl göster cemâlin
Listeye geri dön