Yazıcıoğlu Mersiyesi

24 Ekim 2014 tarihinde yayınlanmıştır.

Muharrem
Eskiden Muharrem aylarında ve özellikle Muharrem'in onunda mutlaka okunan, güftesi meşâyih-i Bayrâmiyye'den Yazıcıoğlu Mehmed Efendi'ye, bestesi meşhûr bestekârımız Zâkirî Hasan Efendi'ye ait olan ve Yazıcıoğlu Mersiye'si adıyla meşhur olan bu eser Nühüft makamındadır.

Eskiden meşk zinciri yoluyla öğretilerek kendine has uslûbu ile okunan bu eser, notaya da alındığı halde, maalesef artık okunmamaktadır. Allah'a binlerce kere hamd olsun ki, bu eserin meşk zincirinin son iki halkası olan meşhûr Hâfız Yaşar Okur ile eseri ondan meşk eden ve bizce tavır ve okuyuşda onu da geçen merhûm Kemal Baba'ya ait ses kayıtları elimizdedir. Umulur ki istidâdlı gençlerimiz, bu eseri bu büyük ustalardan dinleyerek öğrenir ve eski tavırla okumaya gayret ederek bu kadîm âdetimizi devâm ettirirler.


İşte iki ayrı kayıt hâlinde, Hâfız Yaşar Okur ve Kemal Baba'nın okuyuşu ile Nühüft Yazıcıoğlu Mersiyesi : 


Muzaffer Efendi · Yazıcıoğlu Mersiyesi - Kemal Baba
Muzaffer Efendi · Yazıcıoğlu Mersiyesi - Hafız Yaşar (Okur) Efendi
Belki farketmişsinizdir; her iki okyuşda da bu uzun mersiyenin sadece İmam Hüseyn Efendimiz ile ilgili beyitleri okunmuşdur. Biz meraklılar için bu manzûmenin tamamını aşağıda kaydediyoruz.

Mersiyeler hakkında en dikkat edilmesi gereken bir hususu da burada zikretmeden geçemiyeceğiz. Ehl-i irfân olan zevât, Muharrem ayı hâricinde mersiye okunmasını doğru bulmamışlar, böyle yapılırsa başta Resûlullâh sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz olmak üzere Ehl-i Beyt-i Mustafâ'nın rûhâniyyetlerinin incineceğini söylemişlerdir. Bu önemli kâidenin tek istisnâsı, öğrenmek kasdıyla okumak ve dinlemek olabilir.
Hâfız Yaşar Okur'un defterinden kendi el yazısı ile Yazıcıoğlu Mersiyesi
Yazıcıoğlu Hazretlerinin "VEFÂTÜ’L-HASAN VE'L-HÜSEYN RADIYALLÂHU 'ANHÜMÂ" başlığı ile yazdığı mersiyenin tam metni aşağıdadır.

1
Rivâyetde gelir bir gün Resûlullâh olubdu şâd
Ki dizinde oturmuşdu Hasan ile Hüseyn şehzâd
2
Hüseyn’i  öpdü boynundan Hasan ağzı dudağından
İkisin bâb-ı şefkatde bu resme eyledi îrâd
3
İrişdi Cebrail derhal elinde var idi üç şâl
Biri kara biri sarı biri kızıl idi vekkâd
4
Dedi Allah selâm ider buyurur kim revâ mıdır
Beni nice sever çünki bana karşı öper evlâd
5
Benim aşkım anı ister ki benden gayrı sığmaya
Benim mahbûb gönül mülkü benim ile olur âbâd
6
Bu kâre donu pes geysün ki yas donudürür bu don
Sarı donu Hasan geysün kim ağu içiser bî-dâd
7
Kızıl donu Hüseyn alsun şehîd olur didi zîrâ 
Dahî Hak şöyle buyurdu gerek kim olasın münkâd
8
Benüm 'izzim celâlimçün anı kim öpdün ağzından 
Ana ağû virem içe dudağından ide infâd
9
Hem anı kim boğazından öpüpdün yâ habîbim der
Kafâsından boğazladam budur ikisine mî’âd
10
Sonucu öyle oldu ki kasd etti Yezîd mel'ûn
Birine zehr içirdiler birini itdiler işhâd
11
Yezîd'e la'net olmazdı zamân-ı evvel içinde
Velî sonra gelen itdi ideriz itme istib'âd
12
Resûlullâh'ın ol zîra ihânet eyledi ehlin
Pes oldu la'nete lâyık çü Hakk'dan eyledi ilhâd
13
Ki zîrâ bunların vasfın kanı dil kim idem takrir
Kanı bir levh-i şâfî kim sıfâtında olam nekkâd
14
Resûllullâh meğer bir gün kemâl-i mahz-ı şefkatden
Omuzuna alıpdı kim Hasan ider idi isnâd
15
Didi kim severem bunu pes Allâhım sev sen de
Kıyâs it öyle olucak ne denli buldu ol irşâd
16
Gerekdir imdi sâdâta halâyık ideler ta'zîm
Ki zîrâ sevilir seven sevilmez sevmedi hüssâd
17
Buyurmuşdur dahî bir kez Hüseyn benden Hüseyn’den ben
Bunu seven sever Hakk’ı pes onu sevdiler evtâd
18
Hasan bârı ağû içdi za'îf oldı katı hâli 
Hüseyn anı sorageldi didi itme cezâ inşâd
19
Ki bir mülke varırsın kim gözün açıp görürsün kim
Resûlullâh âli ile bağışlar nûr-ı isti'dâd
20
Atandır bu iki sultân bekâda tutdular evtân
Pes anda sende istîtân kılıp Hakk'dan istimdâd
21
Hadîce Fâtıma anda anandır bu iki hâtûn
Mübârek yüzlerin görüp idesin anda istişhâd
22
Hem anda Ca'fer ü Hamza bu ikisi durur 'ammin 
Göresin bunların yüzün ola gönlün be-gâyet şâd
23
Didi ol yanağı gülgûn bir işe ermişem bu gün
Ki bu gündür bana düğün iderdim bu günü irsâd
24
Sefer kıldı pes Allah'a irişdi yüce dergâha
Ulaşdı şol şehenşâha kim emridir lebi'l-mirsâd
25
Hüseyn de bildi kim ânı alırlar gövdeden cânı 
İşit pes ol gün elhânı ne resme bağladı ersâd
26
Hitâbet eyledi halka senâlar eyledi Hakk'a
Dedi şöyle bilin hakkâ ki cem'oldu bugün ezdâd
27
Ne hak üzre 'amel olur ne bâtıldan yığılınır
Nite işrâk ide pes nûr ya mü'minler ola emcâd
28
Çün öyle geldi bu gelmek sa'âdetdir bana ölmek
Ki zâlimlerle derilmek hatâdır 'ömredir ifsâd
29
Pes andan dökdüler kânı şehîd eylediler ânı 
Ismarladı Hakk'a cânı o gözler nûr-i bî-endâd
30
Mübârek boynunu onun Resûlullâh çün öpmüşdü
Bıçak kesmedi ol yerden kafâdan itdiler işhâd
31
Çü âşûre günüydü ki İmâm Hüseyn şehîd oldu
Sevinip sürmelendiler gönül şehrin idüp Bağdâd
32
Pes o gün sürme sürdürmek Yezîd'e benzemeklikdir
Revâ mıdır ki mü'minler bu işe olalar mûtâd
33
Aceb midir eyâ mağrûr bu iş gaddâr dünyâdan
Kimi kodu kimi koya elinden âh anın feryâd
34
Kanı Âdem kanı İdrîs kanı ilm ü kanı tedrîs
Kanı kibr eyleyen İblîs kanı göster Semûd u Âd
35
Kanı Hârût ile Mârût kanı Tâlût ile Câlût 
Giyip ekfân ile tâbût kara yerde yatar ecnâd
36
Kanı Dahhâk ü Efrîdûn ki dûn itdi anı gerdûn
Kanı Nemrûd u İbrâhîm kanı İskender ü Şeddâd
37
Yere urdu Süleymân'ı idindi lokma Lokmân'ı
Remîm itdi Nerîmân'ı ne kılar gör cihân bî-dâd
38
Kanı Yûsuf Zelîha hem Kubâd u Keykûbâd u Cem 
Kanı Keyhusrev ü Hüsrev kanı Şîrîn ile Ferhâd
39
Kanı Firavn ile Mûsâ kanı Yahyâ ile Îsâ
Belirsiz oldular fersâ savrdu tozlarını bâd
40
Muhammed Mustafâ kanı kim ol nûr idi hakkânî
Virib imişdi Hakk onu ol idi hâsıl-ı îcâd
41
Ana da gör ki n'itdiler rivâyet öyle itdiler
Kuzuya ağû katdılar yedi ol mefhar-i efrâd
42
On iki yıl çün doldu dedi şimdi o vakt oldu
Yürekden ebher üzüldü çün öyle eyledi üstâd
43
Ebû-Bekr ü Ömer kanı işitgil ömr-i men kanı
Ki Osmân u Ali fânî oluben dökdüler ecsâd
44
Acebdir bu senin özün ki dönmez dünyâdan yüzün
Bakar doymaz ona gözün bilişdin olamazsın yâd
45
Bilir misin sana n'ola seni de göndere yola
Gözün yaşlar ile dola aceb eder misin hiç yâd 
46
Ecel kapladı sağ u sol gözetir iki gözün yol
Sana senden yakındır ol ki doğmuşdur bile hem-zâd
47
Başın eline almışdır alıp meydâna gelmişdir
Gözün yüzünde kalmışdır seni tutmuşdurur cellâd
48
Ecel sayyâdının nâgâh çü düşdü ağına bir kuş
Tutup kodu adın âdem gözet neyler onu sayyâd
49 
Kafesden eyledi zindân zebânîler kodu derbân
Bu derde bulamaz dermân nebî mürsel velî zühhâd
50
Bu kuş anda usanısar kafes bir gün usanısar 
İçinden kuş boşanısar kafesden olusar âzâd
51
Bu yerden gidicek yurdu ya olur 'âlem-i envâr 
Ya olur 'âlem-i âfât çü yokdur günbede bünyâd
52
Düşiser toprağa cismi belirsiz olısar resmi 
Unutula anın ismi ne devlet fânîye ne âd
53
Bozar nakşı ki yazmışdır yıkar köşkü ki düzmüşdür
Şu beydaklar ki dizmişdir derer bir bir geri nerrâd
54
Pes aldanma nukûşuna nedir kendi nukûşu ne 
İrersin yol yokuşuna eğer tutmaz isen Nûn-Sad
55
Dîvânında eli bağlı kulundur yâ Resûlallâh 
Yazıcıoğluna eyle şefâ'at ki ola dil-şâd

Muzaffer Efendi · Yazıcıoğlu Mersiyesi - Kemal Baba - 1979 (1400) Muharrem
Muzaffer Efendi · Muharrem Meclisi - Fahreddin Efendi Hazretleri ve Hâfız Yaşar Okur
Listeye geri dön