26 Ekim 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Ebû Hureyre radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemden şöyle rivâyet eder : "Mü'min, kabrinde yemyeşil bir bahçe içindedir ve kabri yetmiş arşın genişliğindedir. Kabrin içi ayın on dördü gibi aydınlıkdır. Sizler şu âyetin kimler hakkında nâzil olduğunu zannediyorsunuz? : "وَمَنْ اَعْرَضَ عَنْ ذِكْر۪ي فَاِنَّ لَهُ مَع۪يشَةً ضَنْكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اَعْمٰى ve men a'rada an zikrî fe inne lehû ma'îşeten dankâ, fe nahşuruhû yevme'l-kıyâmeti a'mâ". Sahabe-i kirâm, Allah ve Resûlü bilir deyince, Resûlullah buyurdular ki, "Bu âyet, kâfirlerin kabirde çekeceği azâbı bildirmek için indirilmişdir. Kabirde ona doksan dokuz tinnîn musalat olur. Tinnîn nedir bilir misiniz?". Sahabe, "Allah ve Resûlü bilir" deyince, "Doksan dokuz ejderhâdır. Her ejderhânın yedi başı vardır. Hepsi de onu ısırır, sokar. Bu durum yeniden diriltilip kabirden kalkıncaya kadar devâm eder" buyurdular.İmâm-ı Gazâlî, bu hadîs-i şerîfi böylece naklettikten sonra diyor ki :
Burada belirtilen sayının doksan dokuz olmasına şaşırmamak gerekir. Zîrâ kabirdeki yılan ve akreplerin sayısı kişinin sâhip olduğu kibir, riyâ, hased, ucub, kîn ve benzeri kötü sıfatların sayısı kadardır. Bu kötü huylar köklere, kökler dallara, dallar budaklara ayrılır. Bu sıfatlardan her biri, insanı helâke sürükleyen sebeblerdendir. Bundan dolayı her bir sıfat, kabirde akrep ve yılana dönüşür. Bu kötü sıfatların en kuvvetlisi ejderhâ gibi ısırır, zayıf olanlar da akrep gibi sokarlar. Orta derecede olanlar da yılan gibi ısırır ve sokarlar.
Basîret sâhipleri, kalb gözü açık olanlar, bu kötü sıfatları ve onlardan dallanıp budaklanan kötülükleri basîret nûru ile müşâhede ederler. Bunların tam sayısı ancak peygamberlik nûru ile tesbît edilebilir. Bu tür rivâyetlerle gelen bilgilerin zâhirî ve açık tarafları olduğu gibi bir de bâtınî ve sırlı tarafı vardır ki bu sırlar, ancak basîret ehline ayândır. Bu gibi haberlerin mâhiyetini kavramakda güçlük çekenler, haberin zâhirine bakarak onu inkâr etmemeli, îmânın en düşük mertebesi olan ilme'l-yakîn ile doğruluğunu kabûl etmeli ve teslîmiyyet yolunu tutmalıdır.