Yedi Esmâ Zikrinin Hikmet ve Tesirleri

5 Nisan 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah
Tarîkat-ı aliyyenin esaslarından etvâr-ı seb'a hakkında daha önce bir yazı yazmışdık. Bu yazımızda da etvâr-ı seb'anın zikirleri olan yedi esmânın hikmet ve tesirlerinden bahsedeceğiz.

Bu isimlerden ilki, "Kelime-i Tevhîd"dir. Nefs-i emmâre dâiresindeki sâlike önce bu zikrin verilmesinin hikmeti, temizlenmesi gereken döküntü ile dolu bakımsız bir evden önce süpürüntü ve döküntülerin çıkarılması gibi sâlikin kalbinde de önce orada yer eden kötü sıfatları çıkarıp atmakdır. Kibir, riyâ, hased, gadab, kîn, buhl, hubb-i mâl, hubb-i câh gibi kötü sıfatları kalbden çıkarmak gerekir ki o kalbi temizlemek ve süslemek mümkün olabilsin.

İkinci isim olan "İsm-i Celâl" yani "Allah" lafzının zikredilmesindeki hikmet ise, tıpkı bakımsız bir evden döküntüler çıkarıldıkdan sonra yıkayarak, silerek yapılan asıl temizlik gibi, kalbden kötü sıfatlar çıkarıldıkdan sonra kalbin nûr-i tevhîd ile nûrlandırılmasıdır ki sôfiyye lisânında buna "kalbi cilâlamak" denir. Tıpkı kirli bir aynanın ancak cilâlandıkdan sonra görüntüleri aksettirebilmesi gibi sâlikin kalbinde de tecelliyât-ı ilâhiyyenin görülebilmesi için esmâ-yı ilâhiyyenin hepsini câmi' olan Allah ism-i şerifiyle kalbi cilâlamak lâzımdır.

Üçüncü isim, "İsm-i Zât" da denilen "Hû" lafzıdır ki, bunun hikmeti ve faydası ise, sâlikin kalbinde muhabbetullahı meydâna getirmekdir. Nasıl ki pis ve bakımsız bir eve kimse gelip oturmak istemezse, temizlenmeyen bir kalbde de muhabbetullah bulunmaz. Sâlikin kalbinde muhabetullah ateşi alevlenince, daha önce vazîfe gibi hattâ angarya gibi yaptığı ibâdetleri zevk ile yapar hâle gelir. Üstelik sâdece farzlarla da yetinmez, birçok nâfile ibâdetleri de îfâ eder. Bunlarla da yetinmez Allah yolunda her türlü hizmete de koşar. Zikrullahdan da zevk alır zîrâ kişi sevdiğini çok zikreder.

Dördüncü isim, "Hakk" ism-i şerîfidir. Bunun faydası ise, muhabetullah ile coşan ve taşan sâliki temkîne ve istikrâra getirmekdir. Şüphesiz aşk, sâlikin vuslat yolculuğunda pek lâzım olan son derece hızlı bir binekdir ama aşka mübtelâ olan sâlik, cezbe-i ilâhî tesiri ile, pek mütehayyir, perîşan ve darmadağınık olur. İşte sâlik, bu ism-i şerîfin tesiriyle, cümle varlığından soyunarak temkîne ve sükûna ulaşır. Sôfiyye lisânında buna "ölmeden evvel ölmek" veya "mevt-i irâdî" veya kısaca "fenâ" denir.

Beşinci isim, "Hayy", altıncısı "Kayyûm" ism-i şerîfidir. Bir önceki mertebede, mevt-i irâdî ile nefsinden geçen sâlik "Hayy" ism-i şerîfini zikrederek Cenâb-ı Hakk'ın hayât sıfatıyla, "Kayyûm" ismini zikrederek ise Allah'ın kıyâm sıfatı ile mütehallik olur. Sôfiyye lisânında bunlara hayât-ı ebedî ve kıyâm-ı sermedî, bekâbillah veya kısaca bekâ denir.

Yedinci isim, "Kahhâr" ism-i şerîfidir. Bekâbillah mertebesine vâsıl olan yani mevt-i irâdî ile öldükden sonra lutf-i ilâhi ile dirilen zâtın zikri olan bu ism-i şerîf, kişinin nefsinde bir varlık eseri olmaması ve bilkülliye Hakk'da yok olmasını temin eder. Sôfiyye lisânında buna tevhîd-ı sırf denir.

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön