19 Haziran 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Cimrileri yalnız Allah değil kullar da sevmez, yüzyıllardır dünyânın dört bir tarafında anlatılmakda olan sayısız cimrilik hikâyeleri de bunun açık bir delîlidir demişdik. Cimrilik hastalığının çârelerini îzâha başlamadan önce bu hikâyelerden bazılarını kaydetmekde fayda görüyorum. Zîrâ bu hikâyeler, hem cimriliğin çeşitlerini, hem de bu menfûr illetin derecelerini göstermek sûretiyle, kendisinde cimrilik hastalığı bulunanlara bir ayna tutmakda ve bu menhûs hastalığın teşhisi bakımından çok faydalı olmakdadır. Malum ya, tedâvînin ilk şartı teşhisdir, teşhis olmadan tedâvî de olmaz.
Zengin ve cömert bir zât, cimri bir arkadaşını yemeğe davet eder ve misâfirine enfes yemekler ikrâm eder. Cimri misâfir, her biri birbirinden lezzeti yemeklerle donatılmış sofrayı görünce aklı başından gider ve ölçüsüzce yemeye başlar. Aç kurt gibi yemeklere saldıran adam bir müddet sonra aşırı yemekden rahatsızlanır ve kıvrım kıvrım kıvranmaya başlar. Cömert ev sâhibi, adamın öleceğinden endîşe ederek hemen bir hekîm çağırır. Gelen hekîm adamı iyice muayene ettikden sonra, hükmünü verir ve kıvranmakda olan adama, "Derhal mideni temizlememiz lâzım, eğer hemen istifra edip mideni boşaltmazsan ölebilirsin" der. Cimri adam, hekîme şu cevâbı verir, "Sen ne diyorsun be adam! Ben bu güzel yemekleri bir daha nerede bulacağım, ölürüm de senin dediğini yapmam".
Sizler için seçtiğim bu hikâye, bundan yaklaşık bin yıl kadar önce yaşamış olan büyük İslâm âlimi İmâm-ı Gazâlî Hazretlerinin meşhûr eseri İhyâ-yı Ulûmuddîn'den alınmışdır. Bundan yaklaşık beş yüze sene kadar önce yaşamış olan büyük mürşidlerimizden Şemseddîn Sıvâsî Hazretleri de, Mir`âtü'l-Ahlâk adlı eserinde, bu hikâyeyi şu şekilde manzûm hâle getirmişdir :
Diyem İhyâ'da ol Şeyh-i Gazâlî
Beyân etmiş durur bu hasb-i hâli
Var idi bir kişi buhl ile mevsûf
Rezâletle olupdu halka ma'rûf
Eli varmazdı vere lokma-i nân
Katında ger öleydi aç ü 'uryân
Ne yerdi mâlını ne yedirirdi
Ne giyerdi onu ne giydirirdi
Evinde aç gezerdi ekser evkât
Var iken ni'meti mahzende kat kat
Kazancın it yer idi cismini bit
Gör âhir nice oldu benden işit
Meğer ki eshiyâdan biri da'vet
Edip kıldı ona külli ziyâfet
Şu yemekler getirdi görmemişdi
Onu kendi evinde yememişdi
Çü buldu râygâne müştehâsın
Ona harc etti ol dem iştihâsın
Ganîmet bildi ol nâkes fütâde
Nefâisden yedi hadden ziyâde
Harâret geldi ondan içdi suyu
Şişip karnı o dem bozdu vüzû'u
Be âhir tuhme oldu buldu eskâm
Firâşe düşdü yattı nice eyyâm
Tabîbe eylediler hâlini 'arz
Tutup nabzını teşhîs etti bi'l-'arz
Dedi kim tuhmelikdendir belâsı
Hemîn kayy eylemek durur halâsı
Dediler kayy ile emr etdi hâzık
Bu dem kayy eyle oldur sana lâyık
Dedi katımda çekmek bu garâmı
Bana yeğdir ki dökem bu ta'âmı
Ta'âma kıymayıp bezl etdi cânın
Hasîsü'l-tab' idi buldu garâmın