Yemek Pişerken Çıkan Kokular

7 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Derviş
Bilirsiniz, aşçı ne kadar mahâretli olursa olsun yemek pişerken pek de hoş olmayan bazı kokular çıkar. Bu kokulara maruz kalanlar da oldukça rahatsız olurlar. İlim adamlarının îzâhına göre pişirme işlemi sırasında çıkan kokuların sebebi, gıdaların ihtivâ ettiği bazı maddelerin ısı ile açığa çıkması ve molekül yapılarının değişmesidir. Yemek tamâmen pişip tam kıvâmına gelince bu kokular yerini herkesin iştahını kabartan enfes bir kokuya bırakır.

Bir mürşidin manevî terbiyesi altına giren ve nefsi ile mücâhede eden kişilerde de hoşa gitmeyen bazı hâller görülebilir. Yani tıpkı pişen bir yemek gibi, o kişiden de önce bazı nâhoş hâller ve hareketler zuhûr edebilir. Bunların sebebi de yemek misâlinde olduğu gibi sâlikin bünyesindeki değişikliklerdir. Fakat bu hâl geçicidir. Ne zaman ki sâlik kemâle gelir, yani tam ma'nâsıyla pişer, o zaman o nâhoş hâller ve hareketler kaybolur, ondan pek güzel hâller ve hareketler zuhûr eder. 

Gerçek mürşidlerin en önemli husûsiyyetlerinden biri de seyr-i sülûk hâlindeki sâliklerden zuhûr eden bu nâhoş hâl ve hareketlere hep sabır ve tahammül edip bunlardan hiç şikâyet etmemeleridir. Tıpkı aşçının yemek pişirirken çıkan kokulara aldırmaması gibi. Sâlike düşen vazîfe ise, hevâsına tâbi' olmayıp gece-gündüz hiç durmadan nefsi ile cihâd etmek ve mürşidine tam bir teslîmiyyetle teslîm olarak zikrullahdan gâfil olmamakdır. Mürşidine biraz saygısı olan sâlik, mürşidinin kendisi yüzünden çektiği zahmeti asgarîye indirmek için böyle yapar.

Sûre-i Kehf'deki "وَاصْبِرْ نَفْسَكَ مَعَ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُم بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ وَلَا تَعْدُ عَيْنَاكَ عَنْهُمْ تُرِيدُ زِينَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلَا تُطِعْ مَنْ أَغْفَلْنَا قَلْبَهُ عَن ذِكْرِنَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ وَكَانَ أَمْرُهُ فُرُطًا / Vasbır nefseke me'allezîne yed'ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi yurîdûne vechehu ve lâ ta'du aynâke anhüm, turîdu zînetel hayâtid dunyâ ve lâ tutı' men agfelnâ kalbehû 'an zikrinâ vettebe'a hevâhu ve kâne emruhû furutâ" âyet-i kerîmesinin sırlarından biri de budur.
Listeye geri dön