20 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
ve
ÎZÂHI
Yeter müstağrak-ı bezm-i elest ol
Gel ey derd ehlinin dermânı bülbül
Yeter ol câm ile hayrân ü mest ol
Gel ey derd ehlinin dermânı bülbül
Beden bu dünyâya bağlıdır ama rûh başka bir âlemdendir. Bu dünyâ rûhun hapsihânesidir, rûhu âzâd etmenin yolu, onu vatanına döndürmekdir. Bu da ancak ezeldeki ahdi hatırlayarak Hakk'a rücû' etmekle mümkündür.
Mesîhâ gibi dem ur âşıkâna
Hayât ersin anınla mürde câna
Vedâ' etdin meğer iki cihâna
Gel ey derd ehlinin dermânı bülbül
Hakk'a en kısa yoldan uşamak aşk ile mümkündür. Aşk öyle bir iksîrdir ki, Îsâ aleyhisselâmın dokununca ölüleri dirilttiği asâsı gibidir. Aşk-ı ilâhîye mübtelâ olan iki dünyâdan da geçer, bir tek Allah'ı ister.
Yeter dost meclisinde keşf-i râz et
Kudûmünle bizi gel ser-firâz et
Nevânı geh Irâk ü geh Hicâz et
Gel ey derd ehlinin dermânı bülbül
Rûh zikrullah ile gıdalanır, kalb zikrullah ile cilâlanır, zikrullah derde devâ olur. Allah aşkı zikrullahı, zikrullah da iştiyâkı arttırır ve Hakk'ın muhabbetini celb eder. Birçok husûsiyyetleri ve yüksek vasıfları arasında mûsıkîye vukûfiyyeti ve bestekârlığı da meşhûr olan Hazret-i Hüdâyî Efendimiz, makâm isimleri ile pek güzel bir temsîl yapıyor. Nevâ hem bir makâm adı hem de nağme demekdir. Irak ve Hicâz da hem mûsıkîdeki makâmlara hem de ma'nevî makâmlarıyla meşhûr beldelere işâret eder.
Görünmezsin bu çeşm-i hurde-bîne
Kadem basmaz mısın ayrık zemîne
Firâk oduna yeter yandı sîne
Gel ey derd ehlinin dermânı bülbül
Rûh aslına rücû' etmedikçe, insan huzûra kavuşamaz. Bütün dünyâ onun olsa, Allah'ı unutan kişiye dünyâ dar gelir. Kimisi bunun farkındadır, kimisi değildir. Bu sıkıntının sebebini anlayıp da Allah'a rücû' edenler kurtulur.
Gerekmez zevkini bâğ-ı cinânın
Yolun göster bize ol bî-nişânın
Umarlar haste diller armağânın
Gel ey derd ehlinin dermânı bülbül
Hakk'a giden yolda, binbir nimet bahşolunur. Fakat bunlara takılıp kalmamak lâzımdır. Bunlarla oyalanan menzil-i maksûda varamaz. Üstelik maksad-ı a'lâ matlab-ı rânâ olan cemâlullah ile cennetin nimetleri hiç mukâyese edilebilir mi?
Azîz Mahmûd Hüdâyî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî