Yeter Tapdın Mâl ü Câha Gel Allah'a Gel Allah'a
9 Ocak 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
NASÎHAT
ve
ÎZÂHI
ve
ÎZÂHI
Yeter tapdın mâl ü câha
Gel Allah'a gel Allah'a
Eriş bir ulu dergâha
Gel Allah'a gel Allah'a
Mala-mülke, paraya-pula, makâma-mevkiye taptığın yetmedi mi? Sen bu fânî dünyâ için yaratılmadın, Allah'ı bilmek ve Allah'a kulluk etmek için yaratıldın. Hilkatinin sebebini iyi anla, ömrünü geçici dünyâ heveslerinin peşinde tüketme. Allah'ın davetine kulak ver, O'na koş.
Mala-mülke, paraya-pula, makâma-mevkiye taptığın yetmedi mi? Sen bu fânî dünyâ için yaratılmadın, Allah'ı bilmek ve Allah'a kulluk etmek için yaratıldın. Hilkatinin sebebini iyi anla, ömrünü geçici dünyâ heveslerinin peşinde tüketme. Allah'ın davetine kulak ver, O'na koş.
Bulsan dünyâyı yutarsın
Bin yıllık tedbîr edersin
Âhir hod koyup gidersin
Gel Allah'a gel Allah'a
Dünyâya tapanların gözü hiç doymaz. Bütün dünyâ onun olsa daha fazlasını ister. Sanki bin yıl ömür sürecekmiş gibi hesaplar yapar, planlar yapar. Halbuki yaptığı hesaplar tutmaz, hayal ettikleri gerçekleşmez, ansızın ecel erişince herşeyi geride bırakır ve hüsrân içinde gider. Böyle bir hüsrâna düşmek istemiyorsan, nefsine kul olmayı bırak, da bir an önce Allah'a dön, Allah'a kulluk et.
Fânîden usanmaz mısın
Gafletden uyanmaz mısın
Mevlâ'dan utanmaz mısın
Gel Allah'a gel Allah'a
Bu dünyânın fânî olduğunu görmüyor musun? Anan, baban, deden, ninen hep ölüp gittikleri halde sen burada kalacağını mı zannediyorsun? Ne zamana kadar bu gaflet uykusunda uyuyacaksın? Allah senin her hâlini biliyor, her yaptığını görüyor, her söylediğini işitiyor. Öyleyse nasıl olur da Allah'dan utanmıyorsun ve durmadan O'na isyân ediyorsun? Allah herşeye kâdir, sen ise pek âciz bir mahlûk olduğun halde nasıl oluyor da O'nun emrine karşı geliyor, yasaklarından kaçınmıyorsun? Neyine güveniyorsun? Hâlinden utan ve bir an önce tövbe edip Allah'a dön!
Olmaz hevâda uçarsın
Bir gün konakdan göçersin
Bâb-ı Hakk'dan ne kaçarsın
Gel Allah'a gel Allah'a
Hiç olmayacak sevdâlar peşindesin. Her gün yeni yeni planlar yapıyor, yeni yeni hevesler buluyorsun. Dünyânın türlü türlü zevklerine dalmışsın, tıpkı bir sarhoş gibi, kendinden geçmişsin, öyle ki asıl vazîfelerini unutmuşsun, kullukdan yüz çevirmişsin, mescidin yolunu unutmuşsun, hayır hasenâtı terketmişsin. Bu gidişin gidiş değil, hemen kendine gel ve Allah'a dön!
Hiç olmayacak sevdâlar peşindesin. Her gün yeni yeni planlar yapıyor, yeni yeni hevesler buluyorsun. Dünyânın türlü türlü zevklerine dalmışsın, tıpkı bir sarhoş gibi, kendinden geçmişsin, öyle ki asıl vazîfelerini unutmuşsun, kullukdan yüz çevirmişsin, mescidin yolunu unutmuşsun, hayır hasenâtı terketmişsin. Bu gidişin gidiş değil, hemen kendine gel ve Allah'a dön!
Şirkini tevhîde irgür
Zerreni hurşîde irgür
Za'fını te'yîde irgür
Gel Allah'a gel Allah'a
Şirkden kurtul, tevhîde er. Her fillin hâlıkı Allah'dır. Kâinâta bu gözle bak. Eğer fiilleri mahlûkdan bilirsen şirke düşmüş olursun. Kendinde de bir varlık görme. Sen de Allah'ın bir mahlûku ve âletisin. Kendini yok bil. Böylece imânını yakîne getir. Tevhîdin lafzında kalma, hakîkatine er!
Şirkden kurtul, tevhîde er. Her fillin hâlıkı Allah'dır. Kâinâta bu gözle bak. Eğer fiilleri mahlûkdan bilirsen şirke düşmüş olursun. Kendinde de bir varlık görme. Sen de Allah'ın bir mahlûku ve âletisin. Kendini yok bil. Böylece imânını yakîne getir. Tevhîdin lafzında kalma, hakîkatine er!
Gerçi her hâle a'lemdir
Afv eder ehl-i keremdir
Bize bizden hod erhamdır
Gel Allah'a gel Allâha
Allah her hâlimizi bilir. Bize bizden yakın olan Allah elbette bizi bizden daha iyi bilir. Hiç Yaradan yarattığını bilmez mi? "أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ elâ ya'lemu men helak ve hüve'l-latîfü'l-habir". Cenâb-ı Hakk bizim bütün kusûr ve zaaflarımızı bizden iyi bildiği gibi bize bizden de merhametlidir. Hatâsını itiraf edip, tövbe istiğfâr ile kendisine yönelenleri affeder. Öyleyse ne duruyorsun, bir an önce Allah'a dön!
Allah her hâlimizi bilir. Bize bizden yakın olan Allah elbette bizi bizden daha iyi bilir. Hiç Yaradan yarattığını bilmez mi? "أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ elâ ya'lemu men helak ve hüve'l-latîfü'l-habir". Cenâb-ı Hakk bizim bütün kusûr ve zaaflarımızı bizden iyi bildiği gibi bize bizden de merhametlidir. Hatâsını itiraf edip, tövbe istiğfâr ile kendisine yönelenleri affeder. Öyleyse ne duruyorsun, bir an önce Allah'a dön!
Mâsivâ hubbundan kesil
Ko her ne derse desin el
Hüdâyî'nin sözün hak bil
Gel Allah'a gel Allah'a
Hakk'dan gayrı ne varsa kalbinden söküp at, kalbini muhabbetullah ile doldur. Başkaları ne derse desin, aldırma. İsterlerse alay etsinler, ahmak desinler, deli desinler. Kalbin zikrullah ile müzeyyen ve muhabbetullah ile dolu oldukdan sonra sana ne derlerse desinler, hiç bir kıymeti yokdur. Allah dostlarının bu tavsiyelerinden de hiç şübhe etme çünkü onlar dâimâ hak ve hakîkati söylerler. Öyleyse bu nasîhatları dinle ve bir an önce Allah'a dön!
Hakk'dan gayrı ne varsa kalbinden söküp at, kalbini muhabbetullah ile doldur. Başkaları ne derse desin, aldırma. İsterlerse alay etsinler, ahmak desinler, deli desinler. Kalbin zikrullah ile müzeyyen ve muhabbetullah ile dolu oldukdan sonra sana ne derlerse desinler, hiç bir kıymeti yokdur. Allah dostlarının bu tavsiyelerinden de hiç şübhe etme çünkü onlar dâimâ hak ve hakîkati söylerler. Öyleyse bu nasîhatları dinle ve bir an önce Allah'a dön!
Azîz Mahmûd Hüdâyî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî