1 Şubat 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Ağaç ayağıyla başıyla bir yerden bir yere gidebilseydi
Ne testere eziyeti çekerdi ne balta yarası alırdı
Güneş bütün gece perdeler altına girmeseydi
Nasıl aydınlanabilirdi dünya seher vaktinde
Acı su denizden havaya ağmasaydı nasıl yağmur olup yağardı
Nasıl sel olup akardı da gül bahçelerine can kesilirdi
Katre yurdundan gitdi sonra gene geldi de
Sedefe rastladı bir inci hâline geldi
Yûsuf ağlaya ağlaya babasından ayrılıp yolculuğa çıkmadı mı
Kutluluğa yolculukla ermedi mi padişahlığa kavuşmadı mı zaferler elde etmedi mi
Mustafâ Medîne'ye doğru yola çıkmadı mı
Pâdişahlığa ulaşmadı mı yüzlerce ordunun padişahı olmadı mı
Ayağın olmasa bile kendine doğru yolculuğa çık
La'l mâdeni gibi güneş ışıklarıyla renklere boyan
Hocam kendinden kalk yola çık kendine gel
Bu çeşit yolculukla toprak bile altın madeni haline geldi
Acılıkdan ekşilikden tatlılığa git de tatlılaş
Nitekim binlerce meyva bu çeşit yolculukla tatlılaşdı
Tebriz'in övündüğü Şems'i ara ondan iste tatlılığı
Çünkü her meyva güneşin ışığıyla aydınlanır ve olgunlaşır
Mevlânâ Celâleddîn Rûmî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî