25 Temmuz 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri yeri geldikçe bu kıssayı hep anlatırlardı :
Bir zât varmış, eskiciymiş. Ekseriyâ Allah dostları böyle insanların nazarında çirkin olan sanatlarla iştigâl ederler. Nefislerine zillet olsun diye.
Cenâze geçermiş, bakarmış böyle, sorarmış, "Kim bu giden?" filan. Kötü bir adam ama halk arasında memdûh bir adam. "Filanca gidiyor", "Yuh onun ervâhına!" dermiş. Eğer sulehâdan bir adamsa, "Allah rahmet eylesin, menzili mübârek ola" dermiş. Her geçen cenâzede böyle yapıyor. "Kim bu?", "Eşrafdan bilmem kim", "Yuh onun ervâhına!". Bir fukarâ cenâzesi geçiyor yâhud herhangi bir sâlih adam geçiyor, işte "Şu efendi öldü" diyorlar. "Allah rahmet eyleye menzili mübârek ola" diyor.
Bir gün eşrafdan bir zât ölmüş. Çocukları filan var, torun tosun sâhibi bir adam, mütegallibe, cenâzesi giderken, "Kim bu?" diye sormuş. Demişler "filanca ağa", "Yuh onun ervâhına!" deyince, küçük oğlu kalkmış vuracak adamı, öldürecek. "Aman hâ!" demişler, "Ona ilişme sen, o meczûb bir adamdır, onun sözüne bakılmaz. İlişme sen ona, iyi olmaz senin için" demişler. Sözü dinlenen insanlar yani. Fakat çocuk içinden ahd etmiş, "Ulan bu yobaz benden evvel geberirse babamın intikâmını alırım ondan ben" demiş.
Sonra bir gün Yuh Baba da göçmüş. Koymuşlar tabuta, götürüyorlar. Çocuk biliyor onun öldüğünü ama bilmiyormuş gibi sormuş, "Kim bu?" demiş, "Eskici Baba" demişler. "Yuh onun ervâhına!" demiş. Der demez Yuh Baba kalkmış tabutun içinde oturmuş, "Bana bak" demiş, "Baban gibi gidiyorsam yuh benim ervâhıma. Ama baban gibi gitmiyorum. Yûh senin ervâhına!" demiş ve yatmış tabuta tekrar.
www.muzafferozak.com