28 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Adamın biri bir rüyâ görmüş. Adam gördüğü rüyânın tesirinde kalmış olacak ki sabah rüyâsını tabir ettirmek için bir muabbire müracaat etmiş. Rüyâyı tabir eden zât, "Sen bugün sopa yiyeceksin, rüyâ buna işâret ediyor" demiş. Adam düşünmüş taşınmış, kendi kendine şöyle bir karar vermiş. "Ben bugün hiç dışarı çıkmayayım, eğer bütün gün evde oturursam kimseden dayak da yemem" demiş ve evde oturup Kur`ân okumaya başlamış. Fakat Kur`ân-ı Kerîm'i yalnızca kendi duyacağı kadar bir sesle değil de dışarıdan da duyulacak kadar yüksek bir sesle okuyormuş. Allah'ın hikmeti bu ya, adam evinde böyle bülend-i âvâz ile Kur`ân okurken, yüksek rütbeli bir paşanın yolu o tarafa düşmüş. Tam adamın evinin önünden geçerken Kur`ân sesini duyan paşa, hemen arabayı durdurmuş ve mecbûren Kur`ân-ı Kerîm'i sonuna kadar dinlemiş. Nihâyet adam okumayı bitirince, paşa yoluna devâm etmek yerine adamlarını yollayıp Kur`ân okuyan kişiyi huzûruna getirmelerini emretmiş. Paşanın adamları hemen eve girip adamı yaka paça paşanın huzûruna getirmişler. Paşa, "Niçin Kur`ân'ı yüksek sesle okuyup ibâdullahı işinden gücünden men' ediyorsun?" diyerek adamı itâb ettikden sonra cezâ olarak adamı falakaya yatırıp bir güzel sopa attırmış.