Yüz Kişiyi Öldüren Adamın Tövbesi

Benî İsrâil zamânında bir adam yüz kişiyi öldürmüş. Riyâzü's-Sâlihîn nâmındaki kitâbda var. Bakarsın, vaktin varsa eğer. Sonra irfânı kıt bir adama gitmiş, "Ben yüz kişiyi öldürdüm, Allah beni affeder mi?" demiş. O da demiş ki, "Affetmez" demiş. "Öyleyse yüz birinci sen ol" demiş ve onun da kafasına bir şey çakmış, onu da öldürüp oraya yatırmış. Sonra bir ârif adama gitmiş. "Ben yüz bir kişiyi katl etdim, Allah beni affeder mi?". O zât, "Eder" demiş. Allah'ın affetmeyeceği günâh yokdur, bir tek şirki affetmez. Yani âhiret âlemine şirkle gidersen, müşrik olarak gidersen.  

İyi dinle kulağını benden yana ver! Kötülerle olma! İyilerle berâber ol. İyilerle düşüp kalkarsan, o vakit Cenâb-ı Hakk sana iyilerle muamele eder. O zât, "Yavrum,  Allah affeder" dedi ve ekledi, "Bütün kabahat sende değil. Kötü kişilerin içinde oturanlar kötülükden kurtulamazlar" dedi.

Gene söyleyelim. Kumarı bırakmak istiyorsan evvelâ kumar arkadaşlarını bırakacaksın. Kumar arkadaşlarını bırakmayınca kumarı bırakamazsın. Eğer içkiyi terk edeceksen önce içki arkadaşlarını terk edeceksin. Sonra içkiyi terk edebilirsin. İçki arkadaşlarını terk etmeyince içkiyi terk edemezsin. Herhangi bir kötülük de bunun gibidir. Sana ilaç söylüyorum, derdlere ilaç söylüyoruz. "Bir türlü kendimi kurtaramıyorum" deme, kurtarırsın. Allah sana o kâbiliyyeti vermişdir ama derdlerin ilaçları bunlar, bunları bilmek lâzım gelir. 

O zât dedi ki, "Evlâdım, sen adam öldürdün ama sen tek başına kötü olmadın, senin bulunduğun yer kötü, sen kötülerin içinde bulunuyorsun. Her ne kadar sen onlara uymasan da onlar sana tecâvüz ederler, senin elinden yine böyle bir kazâ çıkabilir. Sen bulunduğun yerden çık, iyiler içersine git, iyi kişilerle ahbablık yap, sâlihlerle, sâdıklarla berâber ol".

O zât, o mürşidin dediğini tutdu, kötüleri bırakdı ve iyi insanların içine gitdi. Sırtında yüküyle yolda giderken ecel erişdi, öldü. Azâb melekleri de geldiler, rahmet melekleri de geldiler. 

İyi dinle! Resûl-i Ekrem'e bunu Cebrâil aleyhisselâm anlatıyor, ben de şimdi size naklediyorum. Kitâbı da söyledim size, hangi kitâbda olduğunu. Riyâzü's-Sâlihîn. Diyânet Riyâseti basmış bu kitâbı, yani onlar da basmışlar.

Azâb melekleri, geldiler, dediler ki, "Bu adam yüz kişiyi katl etdi, biz bunu cehenneme götüreceğiz" dediler. Rahmet melekleri dediler ki, "Biz bu zâtı size vermeyiz. Bu tövbe etdi. Bu iyi insan olmaya niyet etdi. İyi insanların içine gidiyordu. Niyetü'l-mü'minü hayrün min amelihi. Size teslîm etmeyiz".

Ve iki sınıf meleğin aralarında nizâ çıkdı. Hazret-i Allah Cibrîl-i Emîn'i hakem olarak gönderdi. Cibrîl, "Nedir aranızdaki münâkaşanız?" diye sordu. Dediler ki, "Bu zât burada öldü. Bu adam yüz kişi öldürmüşdü, biz bunu cehenneme götüreceğiz". Bunu azâb melekleri söylüyorlar. "Rahmet melekleri bize vermiyor" dediler. Cibrîl onlara, "Neden vermiyorsunuz?" diye sordu. "Bu adam tövbekâr oldu. Artık iyi insan olacağım dedi. İyi insanların içine gidiyorum dedi, niyeti buydu ama ecel erişdi, yapamadı, gidemedi. Cenâb-ı Hakk Cebrâil'e vahy eder ki, "Yeri ölçsünler, iyilere mi yakın, kötülere mi yakın. İyilere yakınsa cennete, kötülere yakınsa cehenneme" demiş.

Melekler yeri ölçdüler. Adam daha henüz çıkmışdı çıkdığı yerden. Fakat Cenâb-ı Hakk'ın rahmeti cûş u hurûşa geldi. Allah yeri tayy etdirdi, iyilere yaklaşdırdı, o zâtı cennete koydu.

Hemen tövbe sabunuyla, gözyaşıyla günâhlarını yıka. Yüzünün karasını tövbe sabunu ve gözyaşı temizleyebilir. Denizlerin suyu, nehirlerin suyu temizlemez. Yüz karasını günâh yarasını gözyaşı ve tövbe sabunu, istiğfar yaprağı temizleyebilir, başka türlü olmaz.

Sakın ha! Ramazana mahsûs müslümanlık yapmaya kalkmayınız. Allah'a muhtâc olduğun kadar Allah'a ibâdet et. Bu sene cehâletin son olsun. Yani Hakk yoluna dön. Allah havasına düş. Nefsin hevâsını terk eyle, Allah havasına düş, Allah yoluna düş!