Zaman İzâfîdir

7 Mayıs 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyururlardı ki : 
Bu dünyâ hayâtı, bir köprü gibidir. Bu köprünün bir tarafı ana rahmi, diğer tarafı ise kabirdir. Bu köprüyü bazısı on senede, bazısı yirmi senede, bazısı otuz senede, bazısı kırk senede, bazısı elli senede, bazısı altmış senede, bazısı yetmiş, bazısı seksen, bazısı doksan, bazısı yüz bazısı da yüz elli senede geçer.  Bu geçiş, yüz elli sene de olsa, bin sene de olsa, on bin sene de olsa, çok kısa sürer. Gerçi bin sene yaşayan yokdur ama öyle de olsa yine de ömür çok çabuk geçer. Nitekim şâir bunu şöyle ifâde etmişdir :
Ana rahminden çıktık pazara
Bir kefen aldık döndük mezara
İşte hayat bu kadar kısa. Ama saat ya da sene bakımından müddet aynı olduğu halde zaman bazen kısalıyor, bazen uzuyor. Bazen bir gün yüz sene gibi geliyor, bazen yüz sene bir gün gibi geçiyor. Buna tayy-ı zaman denir ki misâli şudur. 
Kirâcı için ay kısalır ama evini kirâya veren kişi için ay uzar. Halbuki ay aynı aydır ve kirâcı için de ev sâhibi için de otuz gündür. Ev sâhibi eline geçecek bir para olduğu için "Aybaşı bir türlü gelmedi" der. Kirâcı ise ödeme yapacağı için "Allah Allah, ne çabuk geçdi bu ay" diye hayret eder.
Efendi Hazretleri zamanın izâfî olduğunu şu misâl ile de beyân ederlerdi : 
İki oda düşünelim. Odalardan birine ağrısı olan bir hastayı koyuyoruz. Diğer odaya da senelerden beri birbirine hasret olan iki sevgiliyi koyuyoruz. İkisini de aynı saatte meselâ akşam saat onda odaya koyup bırakıyoruz. Sabah aynı saatte meselâ saat sekizde gelip odaları açıyoruz ve odadakilere geceniz nasıl geçti diye soruyoruz. Hasta, "Zaman bir türlü geçmek bilmedi, bir türlü sabah olmadı" diyecekdir, sevgililer ise "Yâhu ne çabuk sabah oldu, daha şimdi girdik içeri" diyeceklerdir. Halbuki hasta da sevgililer de odalarında on saat kalmışlardır.
Cümle halk ehl-i sefer dünyâ misâfirhânedir
Bir mukîm âdem bulunmaz ne aceb kâşânedir

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön