10 Haziran 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
Zenginlerimiz hesaplarını yapsınlar, zekâtı Ramazan'ın birinci günü filan vermeye başlamalılar. Vereceğin zekât ile, fukarâ-yı müslimîn, onunla rızık yapsın ve oruç tutsun. Güzel değil mi? İkiye ayır onu. Bir kısmını Ramazan'ın yirmisinden sonra yetîmleri, yoksulları, dulları, ihtiyarları, hısım-akrabânı sevindir ki onları sevindirirsen Allah seni sevindirir. Ramazan'ın evvelinde de böyle, yiyeceği içeceği olmayan zevâta, pirinç alsan, şeker alsan, ekmek alsan, un alsan, gene zekât yerine sayılır. Ver, senin verdiğin zekât ile oruç tutsunlar, senin ecrin iki kat olur.
Efendi Hazretleri yine bir Ramazan-ı Şerîf'in başlarında şöyle tavsiyede bulundular :
Şimdi Ramazan-ı Şerîfin bidayeti olmak münasebetiyle, bazı fukarâ-yı müslimîn senin verdiğin zekât ile ekmeğini, yağını, tuzunu, şekerini alır onunla oruç tutar, iki misli ecir alırsın. Bir kısmını da Ramazan'ın sonuna doğru bırak ki, bayram vardır, yetîm çocuklar için bayram, musîbet günleridir. O gün, yetîmlerin ağladığı gün sevindir onları.