Zikir Meydanındaki Remzler

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerinin Amerika'daki zikir merâsimlerinden birinde, izleyicilerden biri, "Zikirdeki ritim ve hareketler hakkında bilgi verebilir misiniz?" diye sorunca, Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Bunlar birer remzdir. Zâten şimdi o husûsda vereceğimiz ma'lûmât, deryâdan bir katre, güneşden bir zerre, yani çok esrârı var. Bir defa, bütün âlem-i ervâhdan itibaren yani bu mevcûdât yaradılmadan evvel, bu kâinât nasıl yaradıldı ve bu kâinâtda yaşayış, hepsi bunun içinde, remzi var. Bu kâinâtda hayâtı tamamladıkdan sonra, öteki âleme geçiş, İsrâfil'in sûr üflemesi, Azrâil'in can alması, hepsi bunun içinde, remzleri var. 

Arşın etrâfında melâike tavâf etmekde, "وَتَرَى الْمَلٰٓئِكَةَ حَٓافّ۪ينَ مِنْ حَوْلِ الْعَرْشِ ve teral melâikete hâffîne min havli'l-arş", Allah'ın arşı etrâfında melekler tavâf ediyorlar böyle, biz de aynı devrânı yapıyoruz, yani remz ediyoruz. 

Gene aynı zamanda, dünyâ yüzünde onun da bir remzi var, Kabetullah ortada, etrâfında hacılar ne yapıyorlar, hacca giden, Mekke-i Mükerreme'ye giden müslümanlar, onu tavâf ediyorlar. Onu da remz ediyoruz. Çünkü Kabetullah bir remzdir. Müslümanlar oaraya beytullah diyorlar. Allah orda oturmaz. Alla'ın evi diyoruz ama o bir şeref için verilen bir bahşdır. Allah ne Kudüs'de ne Kabe'de, (kalbine işâret buyurarak), O'nu arasan burda ara. İşte o bir remzdir, remz olarak bunu gösteriyoruz. 

Cümle dervîşlerin zikretmesi, bütün kâinâtda hiç bir şey yok ki, ister cemâdât, ister nebâtât, ister hayvânât, ister melek, ister cin, kâffesi Allah'ı zikretmekde. Bir kısmı zikrinin farkında, bir kısmı farkında değil, Allah'ı zikrediyor, haberi yok. Öküzü dağa yâhud yüksek yere vurduğumuz vakit, böyle "hu, hu, hu, hu, hu" diye gidiyor. Bak öküz ama "Hû" dediğinin farkında değil. Öküz gibi olan adamlar da Allah'ı zikrederler ama farkında değiller.

www.muzafferozak.com