23 Haziran 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Ben susadığımda zikre sığınırım ve harâretimi zikirle söndürürüm. Şâyet bu olmazsa, rabbimin huzûrunda bir ân bile durmaya cesâret edemem.
Acıkdığımda doymak için Kur`ân okurdum. Susadığımda susuzluğumu gidermek için Peygamber'e salavât getirirdim.
Şeyhü'l-Ekber Hazretleri bunları rivâyet etdikden sonra buyuruyor ki :
Arkadaşlarımızdan birinin bana haber verdiğine göre, ârif üstâd Abdülazîz Mehdevî de de aynı hâl vardı fakat şu ân keyfiyyetini hatırlamıyorum. Bildiğim şu ki, o, on yıldan fazla ekmek yemeği terketmişdi. Onun yanında gecesiyle gündüzüyle tam sekiz ay kaldım, ekmek yediğini hiç görmedim. Pek az yerdi. Birkaç lokmayla yetindiği hâlde, zayıf değildi ve sıhhatliydi. Ondan daha tahammüllü ve sabırlı bir kimse görmedim. Allah ile beraberliğinde nefesi çok kuvvetliydi.