11 Mayıs 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Bir seher çeşmime gelüp uyku
Kaplamışdı vücûdumu kamu
Cân u dil bahr-i gaflet içre dalup
Gark-ı hayretdi tende her bir mû
Gaybdan bir nidâ gelüp ol dem
Dedi kim "iftah ayneke" yâhû
Dîde-i 'ibreti küşâd eyle
Tâ-be-key hâb-ı gaflet ey bed-hû
Cân meşâmını feth edüp alagör
Gülistân-ı ilâhîden hoş-bû
Aç gözün gel bu hâb-ı gafletden
Seyl-i gam başa koymadan bir su
Fülk-i ten içre lücce-i sekerât
Dolmadan gel yarağını göre ko
Gâfil olma tedârik eyle bugün
Bir 'aceb özge furtınadır bu
Dâmen-i Hazret'e yapış destin
Kaldırup tut Cenâb-ı İzzet'e rû
Diler isen hakîkate kapu
Zikr kün lâ ilâhe illâ Hû
Nice ejderleri yutup dünyâ
Eyledi her birini nâ-peydâ
N'oldu bildin mi Rüstem-i hûnî
Kanı ya Kahramân-ı bî-pervâ
Kanı Nûşirevân u İskender
Kanı Hûşenk ü Kaytafâ Kisrâ
Kanı Sultân Yûsuf-i devrân
Kanı Ya'kûb u Âdem ü Havvâ
Kanı Ferhad u sûret-i Şîrin
Kanı Mecnûn u hâlet-i Leylâ
Cümlesi sâye-veş gelüp gitdi
Zâil oldu hayâl-i zıll-âsâ
Hüccet ile bu hâne-i şûmun
Eyledi Hakk fenâsını imzâ
Âmed ü reft şâdî vü mihnet
Sana bu ma'nâyı ider inhâ
Gırrelenme vücûd-i 'âriyete
Yokd-durur hiç hakîkati aslâ
Diler isen hakîkate kapu
Zikr kün lâ ilâhe illâ Hû
Çün kelâmında Hazret-i Yezdân
Buyurur "küllü men 'aleyhâ fân"
Âsmân u zemîn ü cümle cihân
Lâ-cerem bozulup olur vîrân
Teng olur başa takyesi feleğin
Mest olur anda bende vü sultân
Ger karîb olsa sâ'ate sâ'at
Ana dermân ider mi hiç yârân
Gûş-i cânı küşâd edüp dinle
Gerek ise bu ma'nâya burhân
Gel basîretle sâ'ate nazar et
Dikkat eyle dakîkaya el-ân
Şâh-ı rakkas mat olup kaldı
Çün kurulmadı sâ'at-i devrân
Habl-i şir'at kırıldı mı âyâ
Çarhdan ya döküldü mü dendân
Nâ-bedîd oldu na'rası ceresin
Anı 'akreb mi çaldı ki ey cân
Diler isen hakîkate kapu
Zikr kün lâ ilâhe illâ Hû
***
Bilmedin mi ki Vâhid-i Kahhâr
"Li meni'l-mülk" deyiser âhir-i kâr
Sana bâkî değildir ey gâfil
Bu tezeyyün bu tarz bu etvâr
Gel kuyûd-i 'alâyıkı kat' et
Gözle bâb-ı hakîkati her bâr
Kalb mir'âtını mücellâ kıl
Ola gör gark-ı pertev-i envâr
Ne dürür câhilâne bu gaflet
Nice bir i'tibâr-ı 'âr u vakâr
Soy beden cübbesin vücûdundan
Git fenâ râhına misâfir-vâr
Gir 'adem şehrine benim rûhum
Şöyle kim hiç görünmesin âsâr
Eyleyüp cübbe-i devleti selb
Gey libâsı-ı hüviyyeti ey yâr
Mahv edüp sırrı sırr-ı sırra değiş
Eyle cümle zevâhirin esrâr
Diler isen hakîkate kapu
Zikr kün lâ ilâhe illâ hû
Çün bilirsin ki nefs-i bednâm
Eyleyemez bu hânede ârâm
Gel bekâ milkine 'azîmet kıl
Dest-i Bâkî'den iç mey-i gülfâm
Kâf-ı vahdetde olagör 'ankâ
Kâf-ı kesretde etmeden akşâm
Ka'be-i zâta eyleyüp niyyet
Arkana âsmânı kıl ihrâm
Geç fenâ-yı fezâ-yı nâsûtu
Melekûta 'urûca kıl ikdâm
Ceberûtuna Sidre'den seyr et
'Ârif ol vahdet-i vücûda tamâm
Vahdet-i zâta irgürüp sırrı
Mey-i vahdetden eyle şürb-i müdâm
Gel 'adem bahrine olup gavvâs
Var 'amâ 'âleminde ol bî-nâm
Hâsılı gark-ı bahr-i lâhût ol
Eyleme Nûriyâ te'ayyünü dâm
Diler isen hakîkate kapu
Zikr kün lâ ilâhe illâ Hû
Abdülehad Nûrî
Kuddise Sırruh