Zikrullahın Mâhiyeti ve Hikmetleri

31 Ocak 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah

Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Allah tarafından kul sevilince, Allah o kula zikrini lâyık görür. Çünkü sevenle sevilen arasında râbıta vardır. Onun için Cenâb-ı Allah Kur`ân-ı Kerîminde, "يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ yuhibbuhüm ve yuhibbuneh" buyurmuşdur. Yani sevdim sevdiler. Allah bir kulunu zikrine lâyık görürse onun lisânından kendi ismini zikrettirir ve onun kalbinden kendini sevdirir. Zâhirde kulun irâdesi vardır ama hakîkatde Cenâb-ı Hakk Celle ve Tekaddes Hazretlerini bir kul nasıl sevebilir, Allah onu sevmeyince. Zikirde, zâkirle mezkûr birleşirler. Ona binâen, Allah, "فَاذْكُرُون۪ٓي اَذْكُرْكُمْ fezkurûnî ezkürküm, beni zikrediniz ki ben sizi zikredeyim" buyurmuşdur. 
Zikir üç nevi olur. Zâten insan da hayatda üç şekil üzerine yaşar. Ya ayakda, ya oturarak, ya yatarak. Bundan hâlî olmaz insan. Buna binâen, Allah yine Kitâb-ı Kerîm'inde, "اَلَّذ۪ينَ يَذْكُرُونَ اللّٰهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلٰى جُنُوبِهِمْ ellezîne yezkürûnallaha kıyâmen ve ku'ûden ve 'alâ cunûbihim" buyurmuşdur. Bu âyet-i celîlenin ma'nâsı şudur :

Beni bir kimse ayakda zikrederse, ben de onu cümle mahlûkât ayağa kalkdığı vakit yani bu âlemden sonraki bekâ âleminde ayağa kalkdığı vakit zikrederim. Beni zikredeni ben zikrederim. Bana yürüyerek gelene ben koşarak gelirim. Beni ku'ûden yani oturarak zikredenleri, yarın kıyâmet gününde, enbiyânın dahi, o günün şiddetinden korkarak ayaklarının bağı çözülüp, diz çökdüğünde zikrederim. Beni yatarak zikredeni, bir gün insanoğulları ölüp yatacaklar, o vakit zikrederim. Beni refah zamânında zikredeni, ben darlık zamânında zikrderim. Bana istiğfâr ederek zikredeni, ben affederim. Benim cennetime tâlib olarak beni zikredene, cennetimi bahşederim. Beni arzu edip de beni zikredene, ben kendimi veririm. Sonra o, ebediyyen benimle olur. Este'izübillah, "ف۪ي مَقْعَدِ صِدْقٍ عِنْدَ مَل۪يكٍ مُقْتَدِرٍ fî mak'adı sıdkin 'inde melîkin muktedir" yani muktedir olan Mâlik'in indinde bulunur. Allah'In kudreti elinden sunulan aşk şarâbından içerek mest ü hayrân olur. Gene o şarâbı içenlerle berâber olur.

Zikir hatırlamakdır. Zikir hatırlatmakdır. Zikir nefsini bilmekdir. Nefsini bilen Allah'ı bilir. Allah'ı bilir, Allah'ı bulur, Hakk'da olur. Hakk'da olur, Hakk ile olur, Hakk'la olur. İşte bunlar zümre-i uşşâkdır, âşıklar zümresidir, ebedî âlemin sâhibleridir. Mâlike'l-mülk'e kul olmuşlar, o kullukda sultân olmuşlardır. Onun için kula düşen vazife, her ânda, her zamanda, her mekânda, mütemâdî sûretde Hakk'ı zikretmekdir, Hakk'ı unutmamakdır, Allah'lı bir gönüle mâlik olmakdır. Göklere sığmayana Allah, kulun kalbine tecellî etmişdir. Allah'ın tecellî etdiği kalbin temiz olması şartdır. O kalb, o hâne, Allah'ın sevmediği sıfatlardan arındırılmalı, temizlenmelidir ki, oraya Sultân nüzûl ede, ine, gele.

 

Kalb, muhabbethânedir. O muhabbethâneye sevilen mahbûbu koymalıdır. Onun için dilin Allah dediği gibi, gönlün Allah desin. Zîrâ kâinâtda bir nesne yokdur ki Hakk'ı zikreylemeyen. Cümlesi Allah'ı zikreder. Sen bu zikri duymaya çalış. Kâinât dergâh, mevcûdât zâkir. Zâkirin muhâtabı mezkûr. Zikrullah esmâdır, esmâ ile müsemmâya ulaş. Elfazdan geç, ma'nâya gel. Esmâdan geç, müsemmâya gel. Bu kâinât bir dergâhdır. Onun en ziyâ-bahşâ kanâdîli, ayla güneşdir. Yıldızlar onun nûr kandilleridir. Hiç kimse bu dergâhı seddedemez yani kapayamaz. Zîrâ bu kâinât dergâh, içinde bulunan mevcûdât da Allah'ın zâkirleridir.
Allah'ın en yüce nimeti, zikrullahdır. Allah'ı zikreden ve Hakk'ı seven kulluk vazîfesini yapmış demekdir. Kendine verilen nimetlere şükretmiş demekdir. Zîrâ nimetlere şükür, o nimetlerin ziyâdeliğine sebebdir. Başına takke verene teşekkürün vardır, etmen de lâzımdır, zîrâ insanlık iktizâsıdır, ya o takkeyi giymek için başı verene zikir yok mu? Ayakkabı verene teşekkürün var, ayakkabıyı giymen için ayağını veren Allah'a teşekkürün yok mu? Bir çay ikrâm etseler, teşekkür ediyorsun, peki o çayı içmen için sana ağız veren Allah'a teşekkür etmeyecek misin? Vücûdun sapasağlam, her şeye de sâhibsin diyelim, eğer basacak toprak bulamazsan, ne yapacaksın? Senin için yeri döşeyen, semâyı direksiz ref' eden, uzayı yıldızlarla süsleyen, senin kursağına inecek bir lokma ekmeği, üç yüz altmış beş merâtibden geçiren, ana rahminde bir katre sudan seni şekl-i insâna koyan, kudret fırçasıyla tersîm eden, göz verip gösteren, kulak verip işittiren, lisân verip konuşturan, kalb verip sevdiren, burnuna hassâsiyet verip koklatan, bu vücûd âlemini bir de akılla tezyîn eyleyen, sıhhat ile süsleyen, annenin gönlüne şefkat, babanın gönlüne merhamet veren, bütün bu nimetleri bize ihsân eden Allah'ı sevmeyecek misin? 
İnsan sevdiğini çok zikreder. Mâdem ki seviyorsun zikret onu. Her ânda zikret, her mekânda zikret. Zikredenler kaybetmedi. Zikretmeyenler kaybetiler. Hakk, zikredenle beraber oldu, onun yardımcısı oldu. O cihânda gâlib oldu. Âkıbet müttakîlerindir. Âkıbet müttakîlerindir. Âkıbet müttakîlerindir. İnananların zahmet çekdiğine üzülme. Îmânsızların da sürdüğü zevke üzülme. Her ikisi de rüyâ görmekde. Çünkü bütün nâs uykudadır. Ne vakit başı teneşire, tabuta vuracak, o vakit uyanacak. Dînsizin gördüğü sürûr rüyâ olduğu için uyanır uyanmaz bakacak ki kendisi felâketde. O zahmet çeken mü'min de hemen uyanır uyanmaz, sultân olduğunu görecek, uykudaymış meğerse. Bu mutlakâ olacakdır. Belki yarın belki yarından daha yakın 
Onun için Allah'a hamd ederiz ki, Cenâb-ı Hakk bizi kendisine kul eyledi ve lisânımızdan kendisini zikrettirdi. Elhamdülillah.
Dil hânesi pür-nûr olur envâr-ı zikrullâh ile
İklîm-i dil ma'mûr olur mi'mâr-ı zikrullâh ile
Her müşkil iş âsân olur derd-i dile dermân olur
Cânın içinde cân olur esrâr-ı zikrullâh ile
Gamgîn gönüller şâd olur dem-besteler âzâd olur
Güm-geşteler irşâd olur âsâr-ı zikrullah ile
Zikreyle Hakk'ı her nefes Allah bes bâkî heves
Pes gayrıdan ümmîdi kes tekrâr-ı zikrullah ile

www.muzafferozak.com

Efendi Hazretleri, bu beyânâtını 7 Nisan 1979 târihinde davetli olarak bulundukları New York'da Amerikalılara hitâben yapmışlardır. Ses kaydının bozuk olması sebebiyle bu beyânâtı ancak yazılı olarak yayınlayabildik.

Listeye geri dön