Zikrullahın Mâhiyeti ve Zikir Meclislerinde Bulunmanın Fazîleti

8 Şubat 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, zikrullahın mâhiyeti ve zikir meclislerinin husûsiyyeti hakkındaki bir soru sorulunca şu cevâbı verdiler :

Zikrullah, taraf-ı ilâhîden bizlere zikredilmesi emrolunan Allah'ın isimlerini lisâna getirerek zikretmek, aynı zamanda Cenâb-ı Hakk'ın muhabbetini kalbimizde bulmak üzere yapdığımız bir fiildir. Hem sevdiğimiz zikrederiz, hem de Allah'ı unutanlara, Hakk'ı, Allah'ı hatırlatırız. Çünkü zikrin karşılığı unutmakdır yani nesiydir, zikir de hatırlamakdır. Öyleyse biz sevdiğimizi zikrederiz ve unutanlara da sevdiğimizi ve Hakk'ın esmâsını hatırlatırız. 
Öyle olunca, zikrullaha gelecek olan kimseler, zikrin fazîletini ve kadr u kıymetini anlarlarsa ve bilirlerse, buradan boş çevrilmeyeceklerini yani taraf-ı ilâhîden boş çevrilmeyeceklerini ve onların gönüllerinin arzularını ve murâdât-ı hayriyyelerinin verileceğini bilmelidirler. Zîrâ zikredenle, zikir meclisinde bulunan, Allah'dan mükâfâtı müsâvî alır. Yani zikrullaha hüsn-i niyetle gelen bir kimse zikredenlere bağışlanır, onlarla beraber Hakk'ı zikretmiş olur. Çünkü yalnız lisânen zikir olmaz, kulakla işitmek de zikirdir.

Allah, kâinâtın hâliki ve mâliki, müstakillen mâliki ve haliki, esmâsıya malûm, âsârıyla meşhûddur. Çok güzeldir, güzeli sever. Allah diyeni mahrûm etmez, zikredeni zikreder, şükredenin nimetini ziyâde kılar. Bizi yokdan vâr eden, bizi öldüren ve dirilten, O'dur. Bizi yediren, içiren O'dur. Altımıza kürreyi döşedi, semâyı, göğü direksiz üzerimize kaldırdı, gündüz güneş ile gece ay ve yıldızlarıyla semâyı süsledi. Verdiği nimetler saymakla tükenmez. En yüce, en büyük nimetler O'nundur, herşey O'nundur ve bize ihsânı nâ-mütenâhîdir. İşte bu sevgiliyi biz zikrediyoruz ve bu sevgiliyi unutanlara hatırlatıyoruz ki, bunu zikretsinler.

 

Hazret-i Muhammed, sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu : Allah'ın bir takım melekleri vardır, bunlar kürre-i ardı dolaşırlar, nerede bir zikir meclisi görürlerse oraya toplanırlar. Melekler zikre iştirâk ederler. Sonra zikir meclisi dağılır, melekler makâm-ı malûmlarına varırlar. Allah sorar meleklerine, "Nerdeydiniz?". Melekler derler ki, "Yâ Rabbi, gecede gündüzde, semâda ardda,  bilinen bilinmeyen her yerde, her şey sana malûmdur, nerde olduğumuzu biliyorsun". "Evet biliyorum ama sizle konuşayım ki kullarım duysun. Kullarım ne yapıyorlardı?". "Yâ Rabbi, seni zikrediyorlardı". "Peki beni niye zikrediyorlardı?". "Kişi sevdiğini çok zikreder, seni seviyorlar onun için zikrediyorlardı". "Peki benim cemâlimi onlar görmüşler mi?. Nasıl bana âşık olmuşlar?". "Yâ Rabbi eşyâyı, eşyâdaki bulunan kudretini, kuvvetini, heybetini, satvetini, azametini görmüşler ve sana teslîm olmuşlar ve âşık olmuşlar". "Demek ki eşyâdaki kudretimi, kuvvetimi, azametimi görmüşler, bana âşık olmuşlar, ya beni görselerdi ne yapacaklardı?". "Yâ Rabbi, bir kısmı da senin celâlinden korkmuşlar,  'biz Allah'ı seviyoruz ama Hakk Teâlâ bizi sevmezse bizim halimiz nice olur' demişler, celâlinden korkuyorlar, onları sevmediğinden korkuyorlar, içlerinde arzuları ve istekleri var senin aşkına". "Kalblerinde bulunan şübheyi gidersinler, onlara cemâlimi göstereceğim". "Yâ Rabbi, zikre iştirâk etmeyen, oraya toplanan bir takım insanlar vardır, onlar, zikrullahı seyrediyorlardı. Bunlar hakkındaki muamelen ne acaba?. Bunu da öğrenmek istiyoruz Yâ Rabbi". "Zikir meclisine gelip zikrullahı seyredenleri de zikredenlere bağışladım, onlara da cemâlimi bahş edeceğim, vaad ediyorum". 
Öyleyse, zikrullahda bulunan, Allah'ı zikredenlerle, zikri seyreden, zikre gelen kişiler de aynı ecre, aynı sevâba, aynı derecâta mâlik olurlar
Gelin âşıklar devrân edelim
Hakk'ın zikrine cevlân edelim
Pervâne gibi şem'-i cemâle
Yanıp cemâli seyrân edelim
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön