Zulm İle Doldu Dünyâ Yokdur Huzûra İmkân

16 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Fesad

NUTK-İ ŞERÎF

Zulm ile doldu dünyâ yokdur huzûra imkân
Ma'mûr olan yerleri zâlimler etdi vîrân

Zımmîlerin haracı bir yılda bir kerredir
On kerre verse azdı şimdi harac müselmân

Evvel iki koyuna bir akçe idi âdet
Şimdi on akçe versen alırsa eder ihsân

Arpa saman bağ otluk ekmeğini tahtasın
Her hafta halk başına koparır özge tûfân

Sipâhî nısfın ister her ne kazanç eylesen
Voyvodalar ederler ya nice kuzu büryân

On evli bir karyeden kâdı bin akçe alır
Mu'ânidi akıncı ya celb ü ya zâr hemân

Bir kâdılığa kazasker nice bin altun ister
Vermezsen olur adın câhil veyâhud nâdân

Sancağın almak için ilmim erdi beriki
Kırk bin filori verdi billâhi sanma yalân

Devlet-i se'âdetle ol mansıba varınca
Beş ay dahi olmadan bir dahi oldu fermân

Böyle bey ile kâdı vardığı yeri n'eyler
Yagı tatar gibidir eyler o yeri talân

Âlimler ise şimdi bir yükü on yük etdi
Tahsîl edince anı kılar cihânı vîrân

Ya Basra ya Yemen'den şekvâya gelse bir er
Dîvâna varup eyler âh u enîn ü efgân

Ya bir emir verirler yâhud paşa ur eyler
Taşra eder kapudan döğerek anı darbân

Âlem harâba vardı yıkıldı Mülk-i Osmân
Kân ağlasın re'âyâ çâk eyleyüp girîbân

Fetvânın ise hâli bir hâle vardı ey yâr
Almaz anı bir ede olan ana harîdâr

Tesvîdi kâtib etmez beş şâhî olmayınca
Anın dahi ekserin yazıcı yanlış yazar

Sâdâtın ise hâli gâyet mükedder oldu
Bir kimse eylediler anlara şimdi serdâr

Ne ahvâl-i siyâdet bilir ne kendi seyyid
Konmuş dahi değildir evine nesl-i Muhtâr

Bursa'da iki dükkân rüşvet verüp birine
Yani ki mansıb aldı bilmez ki oldu fi'n-nâr

Erbâb-ı devlet ise ol denli kâzib oldu
Kizb ile muhtelitdir ne denli etse güftâr

Bana değildir ümmet demiş Resûl-i âlem
Kendine kizbi ol şahs âdet edinse her bâr

Şimdi meşâyih ile ahvâl ey rûh-i sânî
Bir hâlete erişdi bunlara fâsık ağlar

Tâc ile hırka ile sôfîleri önünde
Derbeder olup gezer maksûdu birkaç dinâr

Bu asl-ı cîfelerden birisi şeyhim dese
Bir nice gün vecd olur gördü sanasın dîdâr

Şeyh olmakdan murâdı ya tekkedir ya kürsü
Tekmîl-i nefs edenler bunlardan oldu bîzâr

Yâ Rabb nic'olur bilmem ahvâl-i cihân âhir
Dünyâ yüzünü tutdu yer kalmadı hep eşrâr

Îsâ ine mi gökden Mehdî ola mı zâhir
Dîn ola mı kuvvetde ref' ola mı bu füccâr

Âlem harâba vardı yıkıldı Mülk-i Osmân
Kân ağlasın re'âyâ çâk eyleyüp girîbân

Ol denli Mâil oldu halk cem'-i mâle ekser
Gûyâ ki mahşer olmaz ferdâ suâl-i mahşer

Şeddâdî binâlarla Firavn'a müşâbihler
Kârûnî kabâlarla Nemrûdî yedin etler

Bu uslûba bidatler dünyâya kim etmişdir
Hâkân ile hem kisrâ etmedi bunu kayser

Kâdılar ile beyler kuvveti yeten segler
Her birinin önünde bir mûmiyân dilber

Erbâb-ı se'adetden birini varup görsen
Tâ hâne-i hâssında dopdolu yahûdîler

Tâ'atden ibâdetden el çekdi re'âyâ hep
Çalgı kapusu oldu kim savm u salât eyler

Âd kavmi Semûd kavmi bunları eğer görse
Mürşid edinirlerdi evveldeki lûtîler

Ne denli fesâd ehli gelmiş ise dünyâya
Ol cümleye câmi'dir bu şimdiki bedbahtlar

Billâhi budur korkum ya hasf olalar ya gark
Ya katlede bunları ansız gele bir server

Yâ Rabbi inâyet kıl bu kavmi sen ıslâh et
Ef'âl-i kabâihden yüz döndüreler yekser

Tefsîr ü ehâdîsden nakleylese vâ'izler
Hakk korkusu gitmişdir san bir hacere söyler

Sultan Murâd Hân'ı sen adl ile mu'ammer kıl
Kim zulmü eder tahrîk ömrün günün et ebter

Bîçâre hakîr dervîş ahvâl-i re'âyâyı
Bildiği içün yanup her şâm u seher ağlar

Elbetde olan mü'min mü'min olana zulmü
Gördüğü vakit diller göyünüp tutuşur canlar

Âlem harâba vardı yıkıldı Mülk-i Osmân
Kân ağlasın re'âyâ çâk eyleyüp girîbân

Seyyid Nizâmoğlu Seyyid Seyfullah
Kuddise Sırruh
Listeye geri dön