5 Şubat 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
MÜNÂCÂT
Zulmet-i hicrinde bîdâr olmuşam yâ Rab meded
İntizâr-ı subh-ı dîdâr olmuşam yâ Rab meded
En büyük zulmet Hakk'dan ayrı düşmekdir. İnsan için Hakk'a vuslatdan büyük bir nimet olamaz. Zulmetden kurtulup vuslat nûruna nâil olmak da ancak Hakk'ın yardımı ile mümkündür. Vuslat yolundaki kulun bütün işi dâimâ âh u zâr ederek Hakk'ın yardımını taleb etmekdir.
Gülşen-i vaslın nesîmin irgürüp bâd-ı sabâ
'Andelîb-i bâğ-ı gülzâr olmuşam yâ Rab meded
Vuslat yolunda yapılan mücâhedeler sâlike vuslat kokusunu duyurur. O kokuyu alan sâlikin şevki artar, Hakk'a iştiyâkı ziyâdeleşir. O şevk ile bülbülün güle karşı şakıması gibi âh u zâr eder, hep zikrullah ile meşgûl olur.
Kalmışam zindân-ı cism içre bugün tenhâ garîb
Bu kafesde rûz u şeb zâr olmuşam yâ Rab meded
Dünyâya gelen kişinin rûhu ten kafesine hapsedilmişdir. Rûh, Hakk'a vuslat etmek ister fakat dünyevî bağlar mâni' olur. Bedenî arzulardan ve dünyevî isteklerden geçmeden Hakk'a vuslat mümkün olmaz. Hakk'a vâsıl olmak isteyen sâlikin âh u zârı tıpkı hapishâneden kurtulmak isteyen kişinin yanıp yakılması gibidir.
Şol şarâb kim ânı sundun bana rûz-i elest
Ol zamândan mest-i hüşyâr olmuşam yâ Rab meded
Vuslat yolunda sâlike lâzım olan binek aşkdır. Aşk ezelî bir isti'dâdıdır. Allah aşkı kendisine erişmesini dilediği kullarına ihsân eder.
Her nere varsam yakar bu cânımı 'aşk âteşi
Yana yana külli pür-nâr olmuşam yâ Rab meded
Aşka düşen sâlik, dünyâdan da ukbâdan da geçer. Gözü Hakk'dan gayrı bir şey görmez olur. Hakk'dan başka bir murâdı kalmaz. İş bununla kalmaz aşk ateşiyle yana yana bütün varlığını ve benliğini de mahveder, ifnâ eder.
Vahdet ilinde seninle yâr idim n'oldu bana
Kesret içre bend-i ağyâr olmuşam yâ Rab meded
İnsan Hakk'dan gelmişdir ve yine Hakk'a rücû' edecekdir ama bu dünyâdaki kesret insana aslî vatanını unutturmuşdur. Gerçi bu âlem de Hakk'ın tecelliyâtı ile doludur ancak kemâle ermeyenler bunu farkedemezler ve eşyâyı Hakk'dan ayrı görürler. Sâlike Hakk'ın inâyeti erişip de eşyânın hakîkatini gördüğü zaman, her şeyin Hakk'ın esmâ ve sıfat tecellîlerinden ibâret olduğunu anlar.
Bu Niyâzî düşdü varlık çâhına Yûsuf gibi
Al elim kurtar ki nâçâr olmuşum yâ Rab meded
Bu dünyâya gelen insan, karanlık bir kuyuya atılmış gibi zulmetdedir. Bu zulmetin sebebi kendisine atfetdiği, izâfe etdiği varlıkdır, benlikdir. Hakk'ın inâyeti ile kendi varlığından geçen kimse zulmet kuyusundan çıkar ve vuslat nûruna kavuşur.
Niyâzî Mısrî
Kuddise Sırruh