1 Aralık 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Büyük velîlerden Zünnûn-i Mısrî Hazretleri bir gence şu tavsiyelerde bulunmuşdur :
Delikanlı! Melâmet silahını kuşanıp zulmü kovarak nefsinin arzularını törpüle ki yarın selâmet elbisesini kuşanasın. Nefsini emân bahçesine hapset ve îmân farzlarının mihnetlerini ona tatdır ki cennet nimetlerini kazanasın. Sabır kâsesini yudumla, fakîrlik üzere melâmeti yurt edin. İşin tamam olana kadar böyle devâm et.
Bu tavsiyeler üzerine genç, "Hangi nefs buna dayanabilir ki?" deyince, Zünnûn-i Mısrî Hazretleri şu cevâbı vermişdir :
Devamlı aç kalarak sabreden, karanlığın elbiseleri içinde tefekkür eden nefs buna dayanabilir. Hiç bir şart ve kayd olmaksızın dünyâyı satarak âhireti alan nefs buna dayanabilir. Darlık ve mihnet zırhını üzerine geçirip, karanlıkları felakın aydınlığına süren bir nefs buna dayanabilir. Hâl böyleyken mihnet vâdîsinde sülûk eden ve hazları terk ederek kendisine hâkim olan nefs hakkında ne dersin? O, gözünü âhirete çevirmiş, hakîkati görmüş, günahlardan kendini çekip almış, hayatda kalabilecek kadar gıdâya kanâat etmiş, arzu ve hevânın askerlerini yenmiş, karanlıkların dalgaları içerisinde bir çiçek gibi ortaya çıkmış olan nefsdir. Zîrâ o, hasret kadehiyle sarhoş olmuş, dalgaların içerisinde izzetine varmak üzere yola koyulmuşdur. Bütün geçim vâsıtaları tükenmiş, mihnetlerle yüz yüze gelmişdir. Böyle bir nefs, gelecek gün için hazırlanan nefsdir. Bütün bunlar El-Hayye'l-Kayyûm'un muvaffak kılmasıyla gerçekleşir.