Zünnûn-i Mısrî Hazretlerinden Büyük Bir Tevâzu Dersi

28 Aralık 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Tasavvuf
Bir sene Mısır'da büyük bir kuraklık olmuş. Halk defalarca yağmur duâsına çıkmışlar, günâhlarına nâdim olarak gözlerinden sel gibi yaşlar akıtmışlar ama Allah bir katre yağmur vermemiş. Neden sonra birisinin aklına o devrin büyük velîsi Zünnûn-i Mısrî Hazretlerinden yardım istemek gelmiş. O zât, Hazret'in huzûrunda boynunu bükerek kendisinden şöyle ricâda bulunmuş, "Siz de biliyor ve görüyorsunuz ki halk büyük bir mihnet içindedir. Derdimiz çok büyük. Şu âciz insanlar için bir duâ buyursanız. Şübhesiz ki Allah, sevdiği kullarının duâsını reddetmez" demiş. Zünnûn-i Mısrî Hazretleri, sükût etmiş, bir cevap vermemiş ve o gün Mısır'ı terk edip Magrib tarafına gitmiş. Yirmi gün kadar sonra Mısır'a döndüğünde Mısır'ın yağmura doyduğunu, bütün havuzların ve sarnıçların su ile ağzına kadar dolduğunu ve halkın sevinç ve sürur içinde bayram ettiğini görmüş. Mısırlı âriflerden biri Zünnûn-i Mısrî'ye sormuş, "Halk senden yağmur için duâ taleb etmişdi, sen ise duâ etmek yerine kalkıp gittin. Bunun hikmeti nedir?" diye sormuş. Hazret-i Zünnûn, şu cevâbı vermiş, "Biliyorum ki, yağmurların kesilmesi ve rızıkların daralması, kötülerin kötülükleri yüzündendir. Düşündüm ki, bu memleketde benden daha kötü, benden daha günâhkar bir kimse yokdur. Anladım ki, bu kıtlık ve bu kuraklık benim yüzümdendir. Demek ki halkı bu darlıkdan kurtarmak için buradan gitmem lâzım diye düşündüm, onun için gittim" buyurmuşlar.


Ey bana iyi diyen benem kamudan kemter
Şöyle mücrimem yolda mücrimler benden server

İşte evliyâullahın hâli budur. Onlar katiyyen büyüklenmezler, kendilerini başkalarından üstün görmezler, tam aksine kendilerini herkesden dûn görürler. Hakk katında da halk katında da azîz olmalarının sebebi budur. Kendini dûn gören, tevâzu sâhibi olan kişi, hem dünyâda hem âhiretde izzete nâil olur. Vaktiyle meşâyih-i kirâm hazerâtının "türâb-ı akdâm-ı mesâkîn" yani "miskînlerin ayaklarının tozu" ya da "ahkarü'l-ibâd" yani "kulların en hakîri" gibi ünvânlar kullanmalarının hikmeti de budur.


Mazhar-ı feyz olamaz düşmeyicek hâke nebât
Mütevâzi' olanı rahmet-i Rahmân büyütür
Listeye geri dön